spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelSivas’ın hesabı mahşere kalmasın - Mehmet Ekin

Sivas’ın hesabı mahşere kalmasın – Mehmet Ekin

Bundan 24 yıl önce 2 Temmuz 1993’te ülke tarihinin en büyük katliamlarından biri olan Sivas Katliamı devlet eliyle organize edildi. 33 aydın ve 2 otel çalışanı 35 canımız devlet gözetiminde yobazlar tarafından katledildi. Devletin tüm kurumları katliamı izledi. Katliamın günler öncesinden planlandığı ve buna göz yumulduğu kanıtlarıyla ortadaydı.

Sivas’ı, Madımak Otelini, 2 Temmuz’u ve yitirdiğimiz canlarımızı unutmayacağız. Bu katliamda payı olanları, göz yumanları da asla affetmeyeceğiz, hatırlayalım:

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır. Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır” dedi. Başbakan Tansu Çiller: “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” dedi. Ana muhalefet partisi genel başkanı Mesut Yılmaz: “Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi” diye açıklama yaptı. İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu: “Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir” dedi.

Dönemin Başbakan yardımcısı ve koalisyon ortağı SHP’nin genel başkanı Erdal İnönü: Madımak Oteli’ndeki Aziz Nesin’le telefonla görüşerek “en kısa zamanda takviye güç gönderileceğini, kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacağını” söylemişti. “Güvenlik güçlerimizin özverisiyle vatandaşlarımızın daha fazla zarar görmesi engellenmiştir” açıklamasını yapan İnönü eleştirilere “Ne yapayım, yetkim yoktu” diye cevap verdi.

Dönemin Sivas Belediye Başkanı şimdiki Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu otelin önündeki kitleye “Bir defa şöyle bir fatiha okuyalım. Şunların ruhuna el fatiha diyelim”, “Gazanız mübarek olsun” diye seslenmişti. Daha sonra çıktığı bir televizyon programında ölenlerin “yanarak değil, dumandan boğularak öldüğünü” söylemişti. Birkaç ay önce Kemal Kılıçdaroğlu Erbakan anmasına katılarak Karamollaoğlu’ndan kitap ve plaket almıştı.

Katliamcıların davaları zaman aşımına uğradığında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” demişti.

Katliamcıları savunan avukatlar daha sonra bakan, milletvekili ve vali oldular, AYM üyesi yapılarak ödüllendirildiler.

Katliamın gerçekleştiği Madımak Oteli’nin altındaki kebapçı yıllarca açık kaldı. Alevi örgütlerinin mücadelesiyle otelin ‘Utanç Müzesi’ yapılması talebi sonucu kebapçı buradan taşındı. Daha sonra ‘Bilim ve Kültür Merkezi’ne dönüştürülen otelde yapılan anı köşesine yangında ölen katliamcı 2 kişinin ismi de yazıldı.

Bugün iktidarda olan AKP ve Erdoğan iktidarını mezhepçilik ve Alevi düşmanlığı ile pekiştirdi. Erdoğan her fırsatta Alevilere hakaret etti, seçim meydanlarında yuhalattı. Alevi katliamlarıyla anılan Osmanlı padişahlarının isimleri köprülere verildi.

Bu topraklar uzun yıllar boyunca devlet eliyle organize edilmiş katliamlar gördü. Bu katliamlar bir devlet geleneği olarak sürüyor, her dönem bir yenisi ekleniyor.

Sivas’ın hesabını sormanın ve yeni katliamlara karşı mücadelenin yolu; toplumu bölen bu mezhepçi, dinsel gericiliğe karşı emekçilerin birleşik örgütlü mücadelesinden geçiyor.

Mehmet Ekin

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler