spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelPolimer Kauçuk'ta Danfoss'tan sonra da değişen hiçbir şey yok - Şenol Kurt

Polimer Kauçuk’ta Danfoss’tan sonra da değişen hiçbir şey yok – Şenol Kurt

Polimer Kauçuk, daha önceki sahibi olan Amerikalı Eaton tarafından 2021 yılında Danimarkalı aile şirketi Danfoss’a görkemli bir törenle devredildi. Şirket işe başladığında çalışan sayısı ve üretim hacmi olarak dünyada bu sektörün tek üreticisi konumundaydı ve hâlâ da bu konumunu sürdürüyor. Yıllardır emeğin üzerinden kazandı ve kazanmaya devam ediyor. Son vergi ve ihracat listesinde hatırı sayılır bir konumda. Yılların birikimi olan firma, ilk 100 şirket arasında sektörde lider durumunda. Ama dünyadaki yaşanan tedarik sıkıntısı, ekonomik çalkantı nedeniyle üretilen her ürüne ciddi oranlarda zam koyarak kazancını ve cirosunu artırmayı düşünen şirket, elinde bulundurduğu konumu korumak için büyük işçi kıyımına hazırlanıyor.

Ayrıca bu iş yerinde yıllardır örgütlü olan Türk İş’e bağlı Petrol İş sendikasının; işçinin çalışma koşulları, iş yükü, işçi sağlığı gibi birçok önlem eksikliği bir tarafa, işçilerin temel haklarını korumak adına sınıfsal tavır ortaya koymak gibi derdi yok. Birçok işçi bu durumun farkında. Petrol İş, her 3-4 yılda bir yaşanan böyle kriz dönemlerinde işçiye sahip çıkacak bir tutum sergilemiyor ve çözüm üretemiyor. Sendikanın bu politikası bugün de karşımızda. Sendika temsilcileri de dahil, şube ve genel merkez yönetimi, yapılan şube seçimlerinden sonra kendi çalışma konumlarını sağlama almış durumda. İşsiz kalma korkusu olmadığı için hayatlarını güllük gülistanlık yürüttüklerini biliyoruz. Seçimde fabrikanın yüzde 70 desteği ile seçilen şube yönetimi, mesai saatlerine karşı basit eylemler ile “Bakın bir şeyler yapıyoruz. Elimizden başka bir şey gelmiyor” mesaji vermeye çalışıyorlar. Bunu yeterli görmüyoruz. şube yöneticilerinin vicdanlarının olmadığını, kendi geleceklerini 4 yıl garanti altına aldıklarını düşünüyoruz.

Bugün yaşanan senaryonun aynısı 3 yıl önce de gören, yaşayan biri olarak bu yazıyı yazmayı düşündüm. Çünkü her ne koşulda olursa olsun Polimer Kauçuk’ta 5 yıl çalıştım ve birçok arkadaşıma yapılan haksızlıklara ve olumsuz davranışlara, hukuksuzluklara ve fiziksel baskılara karşı mücadele etmiş biriyim. Bugün de bu sorumlulukla, her işçi arkadaşımın yanında yerimizi almaya, onların sesi olma zorunluluğumuz var.

Ülke ekonomisinin girdiği darboğazın bedelinin işçiye ödetilmeye çalışılması, yaklaşan kış mevsimi öncesi işsiz kalmaya mahkum edilmek, işçileri düşündürüyor. Bir gerçek var ki bu kış, işçi için geçen yılın kışından daha çetin ve zor geçecek. Yüzde 80 enflasyonun olduğu bir ülkede, kış aylanından önce gelen elektrik ve doğal gaz zamları ile bizi nelerin beklediği gün gibi ortada. Bu sorunu göz ardı edemeyiz.

Bu kadar işçinin çalıştığı, üretim rekorları kıran, pandemi sürecinde nerede ise her gün aralıksız üretime devam eden, stoklar yapan Polimer Kauçuk, işçilerin alın teriyle kâr üzerine kâr elde ediyor, ihracatta ilk 100’e giriyor. Sular durgunken her şey güzel. Ancak işler tersine döndüğünde, ekonomik şartlar zorlaştığında hep keserin sapı işçiye dönüyor. Biz işçiler olarak bu düzenin altında kalmaktan hayatla mücadele etmekten yoruluyoruz. Patron, her sıkıştığında bizleri kapının önüne koyup, bizi gelecek kaygısına sürüklüyor. İşsizliğin had safhada olduğu bir dönemde iş aramak, geçim sıkıntısına girmek zorunda kalıyoruz. İşten çıkan bir işçi yeni iş bulup ekonomisini tekrar duzeltene kadar 2-3 yıl zorluklarla boğuşmak durumunda kalıyor. Oysa patronlar o lüks yaşantısından hiçbir şey kaybetmiyor. Havuzlu villalarından, tatil keyiflerinden, hatta gece eğlencelerinden vazgeçmediğini hepimiz biliyoruz.

Büyük hedeflerle çalışan iş yerlerinde sendikaların artık işçi sınıfı adına bir tutum geliştirmesi gerektiği gün gibi ortada. Sendikanın, her yaşanan krizde faturanın işçiye kesilmesinin önüne geçmesi gerekir. Adının önünde yazan ‘ işçi sendikası’ ibaresine uyma zorunluluğu var. Sendika temsilcileri, ‘örgütlü gücümüz’ diye naralar atıyorsa, artık işçi sınıfı için bir tavır sergilemeli. Rol yapmaktan vazgeçip, gerçek eylemlere, gerçek hak arama mücadelesine başlamalı. Sendika yöneticilerine sesleniyorum: İşçiden aidat alıyorsunuz. Maaşınızı bu parayla alıyorsunuz. Bu durumu dert ediyorsanız, üzerinize düşeni yapın. İşçiye yaşattığınız bu sorunu sahiplenin ve çok geç olmadan yeni tedbirler alın.

Buradan tüm Polimer Kauçuk, Danfoss işçisine çağrımızdır: Bu süreci bireysel menfaatlerimizle değil, örgütlü bir güç ile çözmeliyiz. Gücümüz birliğimizdir. Üreten sizler iseniz bu krizi de siz yönetebilirsiniz. Hakkınızı, alın terinizi kimsenin iki dudağına bırakmayın. 5-10 kişiyiz demeyin. Her mücadele, küçük bir taşın gölde yarattığı dalga misali başlar; büyüyerek, tüm gölün üstünde çoğalarak sonlanır.

Unutmayın hepimiz işçiyiz, hepimiz güçlüyüz ve birlik olursak bu düzen yıkılır.

Şenol Kurt – Polimer Kauçuk direnişçisi

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler