spot_img
spot_img
Ana SayfaHaberPetrokimya İşçileri Birliği'nde açıklama: Petlas'ta görevden almaların ayrıntıları

Petrokimya İşçileri Birliği’nde açıklama: Petlas’ta görevden almaların ayrıntıları

Petrokimya İşçileri Birliği son zamanlarda Petlas fabrikasındaki baş temsilcinin görevden alınmasıyla birlikte yaşanan olaylara dair bir açıklama yayımladı. Facebook’taki “Petrokimya İşçileri Birliği” sayfasından yapılan açıklamada, Petrol-İş yönetiminin işçilere haber vermeden seçilmiş temsilciyi görevden alıp kendisine yakın olan bir kişiyi baş temsilciliğe getirmesi olayının ayrıntıları paylaşıldı. Açıklamanın tamamı şu şekilde;

PETLAS’TA GÖREVDEN ALMA OPERASYONUNUN AYRINTILARI!

Petrol-İş’in yetkili olduğu Petlas fabrikasında 25 Aralık 2018’deki seçimlerde baş temsilci olan Osman Pişkin, yürüttüğü baş temsilcilik görevinden sendika tarafından alındı. Yine sendika tarafından seçilen temsilcilerden biri değil yedek üyeler arasından bir işçi baş temsilciliğe getirildi.

Aslında olaylar yeni değil. Olaylar, temsilcilik seçimlerinin yapıldığı 25 Aralık öncesine dayanıyor. Seçimler öncesinde, Petrol-İş Kırıkkale şubenin ve genel merkezin uyguladığı politikalara karşı muhalif bir kişi olan Osman Pişkin’in adaylığına karşı, Kırıkkale şube yönetimi Petlas işçilerini; Pişkin’i seçmemelerini propaganda ediyor. Ancak yapılan anti-propagandaya rağmen Pişkin seçimleri kazanıp, Petlas işçilerinin baş temsilcisi oluyor. Bu defa da seçimin bir gün ardından şube yönetimi Petlas’ta seçilen baş temsilciyi kastederek “ben ona temsilcilik yaptırmayacağım, zaten görevden alacağız” şeklinde işçileri de, temsilcileri de açıkça tehdit ediyor.

Bu zaman zarfından gerek merkez gerekse şube yönetimi fabrikaya uğramaz oluyorlar. Mart ayında fabrika genel müdürü, baş temsilci Osman Pişkin’i telefonla arayarak görüşme talebinde bulunuyor. Görüşmenin içeriğinin ise Kısa Çalışma Ödeneği olduğunu belirtiyor. Bunun üzerinde Osman Pişkin, şubeyi arayarak durumdan haberdar edip, diğer temsilci arkadaşları ile birlikte görüşmeye gideceğini haber veriyor. Ancak şube izin vermiyor. “Gidemezsiniz”, “Görüşemezsiniz” türünden sözlerle karşılıyorlar. Buna rağmen Osman Pişkin ve diğer temsilciler Kısa Çalışma Ödeneği’nin işçilere olacak etkisinden dolayı genel müdür ile görüşmeye gidiyorlar. Görüşme gerçekleştiriliyor.

Görüşmede, Petlas genel müdürü; “Kısa Çalışma Ödeneği” durumundan sendika genel merkezinin haberi olduğu ve temsilcilerin ise işçileri bilgilendirmesi için kendileri tarafından haberdar edildiği söyleniyor. Her hangi bir anlaşma yada başka bir konu hakkında konuşma yaşanmadan görüşme sonlandırılıyor.

Bu olayın 5 gün ardından Petrol-İş genel başkanının da aralarında olduğu bir genel merkez ekibi fabrikaya gelerek Petlas yönetimi ile görüşme gerçekleştiriyor. Görüşmeden ne temsilcilere ne de işçilere bahsedilmiyor. Osman Pişkin ise bu durumdan işçileri haberdar ediyor. Genel Merkez yöneticilerinin yönetimle görüştüğünü ancak kendilerinin ne hakkında görüştüklerini bilmediklerini anlatıyor.

Son iki olay Osman Pişkin’in sendika baş temsilciliği görevinden alınmasının gerekçesi haline getiriliyor. Görevden alma 18 Temmuz tarihinde gerçekleştiriliyor. Ancak görevden alınmasının belgesi bugün Osman Pişkin’in eline ulaşıyor. Pişkin ise görevden alındığını ilk olarak sendikadan değil, fabrika yönetiminden duyuyor. Temsilcileri seçen işçilerinde, görevden alınan temsilcinin de görevden alınma haberinden, fabrika yönetimi tarafından haberdar ediliyor.

Bu olay Petrol-İş’e hakim olan bürokratik ağalığın ne boyuta geldiğinin önemli göstergelerinden birisi. Halen daha ne şube ne de fabrika yönetimi işçilere bir açıklama yapmış değil. Bir de mevcut temsilcilerden değil yedeklerde bulunan birinin baş temsilciliğe getirilmesi işçiler tarafından öfke ile karşılanıyor. Sendikada sadece kendilerine yakın olan insanları belli makamlara getirmeler, muhalif olan, şube veya genel merkez yönetimi ile aynı düşünmeyen herkesi görevden almalar Petrol-İş’teki hakim bürokratik anlayışının yalnızca en yakın örneklerdir.

İşçiler, bu görevden almalara ve Petrol-İş’in ülkedeki gibi tek adam diktası altında sömürülmesine izin vermemelidir. İşçilerin iradesi bu yapılan hukuksuz görevden alma ile çiğnenmiştir. Temsilcilerini geri çağırmak hakkı onları seçen işçilerde olmalıdır.

Bugün görevden alınanlara sahip çıkmak, görevden almaların karşısında durmak önemli bir görevdir. Her bir bilinçli işçinin, temsilcinin sorumluluğudur. Bugün bu görevden almalara sessiz kalmak, sermayedarlara tarafından dayatılan köleliğe sessiz kalmakla aynı mertebededir. “Söz, yetki ve karar” hakkının işçilerde olduğu bir sınıf sendikacılığı anlayışı yaratmak için tüm Petrol-İş üyesi işçiler göreve!!!

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler