Mersin Limanında taşeron firmada 4.5-5 senedir çalışan liman işçileri önce yeni bir taşeron firmaya ihaleyle geçirildiler. İşçilere herkesin işe devam edeceği, maaşlarında bir değişiklik olmayacağı aktarıldı. Fakat sonrasında işe hiç alınmayanlar oldu. Yeni firma gelir gelmez, sakal tıraşı olmamış, iş ayakkabısı boyalı değil diye yani sudan sebeplerle işten atmalar başladı. 20 günde yaklaşık 25-30 kişi işten atıldı. Diğer işçi arkadaşlar da ‘Sıra bize ne zaman gelecek?’ diye beklemektense buna bir dur demek için işten atılan arkadaşlarımızı geri dönsün diyerek işi durdular. Toplamda 140 işçi işten atıldı. İşçiler bu haksızlığı da duyurmak için limanda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada başvurularını reddeden Liman-İş Sendikası ile işveren arasındaki kirli ilişkiyi de ifşa eden işçilerle mücadelelerini konuştuk.
Basın açıklamanızdan anladığımız kadarıyla taşeron firma değişikliği gündeme gelmeden ve işten atmalar başlamadan önce sendika üyeliği için Liman-İş Sendikası’na başvurmuşsunuz. Nasıl karşılık verdi sendika yönetimi?
Metin Altunbaş: Liman-İş Sendikası bizim haklarımızı kaybetmemize seyirci kaldı. Biz 3-4 ay önce toplu olarak Liman-İş’e üyelik başvurusu yaptık. Bizim sendika üyeliğimizi reddettiler. Gerekçe olarak işveren firma değişecek, bizim bir muhattabımız yok dediler. Yeni firmaya geçince başvurun diyerek reddettiler. İşten atılan arkadaşlarımızın arasında 14 yıldır Liman-İş üyesi arkadaşlar var. Hadi bize sahip çıkmadınız üyelerinize bari bir şey yapın dedik. Yanlış yaptığımızı, başlangıçta atılan işçi arkadaşlara sahip çıkmamamız gerektiğini bir nevi bunu hak ettiğimizi, kendilerinin de bir şey yapamayacaklarını söylediler.
Bizim yerimize de sendika yöneticilerinin yakınların, akrabaları girdi, çalışıyorlar şimdi. Liman-İş Sendika Başkanının eniştesi zaten işyerinde çalışıyordu. Sonra baktık ki kendi akrabalarını işe aldırmış.
Ünal Uysal: Liman-İş başvurumuzu reddettikten sonra ve işten atmalar başlayınca 3-4 arkadaşımızı gönderdik sendikaya. “Biz size yardımcı olamayız gidin patronla görüşün. Patron keyfine göre istediği zaman işe alır istemediği zaman almaz.” dediler.
Liman-İş Sendikası başkanının damadı, kuzenleri şuan işyerinde yönetici pozisyonlara girdiler. Bir nevi çıkar meselesi yani. Birçok arkadaşımızın geçim sıkıntısı olduğundan aynı işyerine tekrar iş başvurusu yapmak zorunda kaldı.
Başka çalışabileceğiniz işyeri yok mu Mersin’de aynı işkolunda?
Ünal Uysal: Mersin Uluslararası Deniz Limancılığında 4000-5000 kişi çalışıyor. Bunun 1200-1500 arası taşeron olarak çalışıyor. 4 taşeron firma var. Bunların ikisi (Liman Lojistik ve Liman Deniz Hizmetleri) aynı patronun. Diğer taşeronlar da patronun akrabalarının.
Hepiniz işten atılınca bir basın açıklaması yaptınız. Biz de sesinizi bu şekilde duyduk. O gün neler yaşandı?
Metin Altunbaş: Biz sesimizi duyurmaya çalıştık basın açıklaması yapmaya çalıştık, onu da yaptırmadılar. Polisler, valilik yanyana durmamıza bile izin verdi. Nereye gittiysek destek bulamadık.
Ünal Uysal: Cuma sabahı limanda iş durdu 140 kişi ayağa kalktığında. Bizim yerimize çalıştırdıkları yeni personelin izin belgeleri olmadan çalıştırıldı. Şirket suç işledi aslında. Onun dışında destek bulamıyoruz. Valiliğe gidiyorum. Firmanın sahibi Reşit Bey deyince “Kusura bakmayın yardımcı olamayız” diyorlar. Basından destek istiyoruz, sesimizi duyurmak istiyoruz. Kimse gelmiyor.
İşvereni, medyası, devleti, sendikası hepsi işçiye karşı örgütlenmiş. Ne olursa olsun mücadelemizi sürdüreceğiz, pes etmeyeceğiz.
