spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelMehmetçik Vakfı’nda sömürü ve mobbing devam ediyor

Mehmetçik Vakfı’nda sömürü ve mobbing devam ediyor

Bizler emeğini, alınterini, yıllarını Mehmetçik Vakfı Opet akaryakıt istasyonuna vermiş işçileriz. İnsanca çalışarak “değerli” diye bildiğimiz vakfa faydalı olmak istedik. Bizler, yöneticilerin ehlikeyf tavırlarına göre şekillenen emir ve talimatlarla baskı altında idare edilmek değil; çalışanın iş güvenliğini, hakkını güvence altına alan ve iş kanunu yönetmeliğine uygun, insani değerlere saygılı bir ortamda çalışmak istedik. Ama her şey tam tersi şekilde geliştirildi. Emeğimiz alınterimiz istismar edildi. Sudan sebeplerle tutanak tutulup savunmamız istendi. Sonucunda da disiplin kuruluna çıkarılıp cezalandırıldık. Yanlış ve fazla dolumlarda maddi zararın biz işçilerin maaşından kesilmesi yetmemiş gibi, bir de disipline çıkarılarak ayrıca yevmiye cezası verildi. Ses etmedik. Ama bizler de insanız ve artık tahammülümüz kalmadı. Bize yaşatılanlar hangi insanlığa, vicdana sığar? Sonuçta iş kazasını kimse isteyerek yapmaz. İşçiye olan bu kinin, öfkenin nedeni nedir?

Hukuka aykırı disiplin kararlarıyla işten çıkarmalar oluyor. Çalışanın emeği, alınteri gasp ediliyor. Bunların sonucu olarak vakıf yargıya intikal eden davalarda yüklü şekilde tazminatlar ödemek durumunda kaldı. Yöneticilerin keyfi tutumlarının, egolarının, sorumsuzluklarının cezasını vakıf ödüyor. Hiçbir şekilde sorumluluklarını görmeyen, hesap verme durumları olmayan yöneticiler görev süreleri dolduğunda çekip gidiyorlar, zarar da ziyan da vakfa kalıyor.

Yine yıllardır yöneticilerin baskılarına, tehdit ve mobbinglerine ekmeğimiz hatrına boyun eğmek zorunda kaldık. Artık ağır iş koşulları ve durmaz görünen idari baskılardan dolayı bunalan işçiler iş bırakma durumuna gelmiştir. İnsanca yaşamak, huzurlu bir şekilde ekmeğimizi kazanmak istiyoruz.

Biz işçiyiz, insanız. Biz köle değiliz.

Kışı ayrı yazı ayrı zorlu hava koşullarında gece gündüz hizmet veriyoruz. Her türlü müşteriyle muhatap oluyoruz. Sinirli, agresif, alkollü olanlar oluyor, ama biz işimiz gereği elimizden geldiğince etkilenmeden görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Sahadaki ağır çalışma faktörlerinin üzerine bir de yönetim baskısı eklenince ister istemez insan olarak etkileniyor, bunalıyoruz. Stres, yorgunluk ve hava şartlarından dolayı rahatsızlandığımız oluyor. Hastaneden rapor aldığımızda bize suç işlemişiz gibi davranıyorlar. Neden rapor aldın, niye rapor aldın diye de hesaba çekiyorlar. Soğukta dışarıda çalışan tabii ki soğuk algınlığına, gribe yakalanabilir. “Geçmiş olsun” değil, “neden rapor aldın” diye soruluyor. İnsan sağlığı hiçe sayılıyor, önemsenmiyor. İdarenin tek yaptığı çalışanlarla uğraşmak. Mesailerini bunun için harcıyorlar. Kamera kayıtlarında çalışanın açığını aramakla, kaç dakika istirahat yaptığını hesaplamakla meşguller. Yetmedi, bununla ilgili topluca tutanak indirip savunma istediler.

Yöneticilerin sorumsuzluğu ve idari beceriksizliğiyle gelinen son durumda her şey tüm gerçekliğiyle ortadadır. Mehmetçik Vakfı’nı ne hâle getirdiler?

Şirketin bu duruma gelmesine sebep olan dönemin en başarısız istasyon müdürü olan ve görevden alınan Albay H. H. ’dir. Baskı, tehdit, mobbing, hukuka aykırı disiplin kararları ile personeli canından bezdirmiş olup şirketi maddi ve manevi zarara uğratmıştır. Vakıf onun döneminde yargıya intikal eden davalarda yüklü tazminatlar ödemek zorunda kalmıştır. Halihazırda yargıda birçok dava devam etmektedir. Görev süresince gerisinde adeta enkaz bırakarak şirketi zarara uğratan albay H. H. bir de çıkış tazminatı verilerek ödüllendirilmiştir. Her yaptığı yanına kar kalmıştır. Yaptıklarının hiçbirinin hesabı sorulmamıştır. Görevden neden alındığının kamuoyuna tüm gerçekliğiyle açıklanmalı, hesabı sorulmalıdır. Şehit aileleri ve gazilerin geçim kaynağı bu kurum kimsenin şahsi mülkiyeti değildir ve kaynakları sorumsuzca heba edilemez. Bunun bir sorumluluğu, hesap verilebilir sıkı bir denetimi mutlaka olmalıdır.

Şirketin bu duruma gelmesine yaşanılanlara göz yumarak kayıtsız kalan şirket müdürü Paşa O. K.’nin de büyük mesuliyeti vardır. Şirketi değil de kendi şahsi menfaatlerini ve çıkarlarını düşünen idarecilerden bu zararların, sorumsuzluğun hesabı sorulmalıdır. Çalışana değer verip emeğine, alınterine saygı gösterip hakkını hukukunu koruyup gözetirseniz her zaman kazanırsınız.

Aksi durumda kaybetmeye her zaman mahkumsunuz. Ve biz işçiler artık bu zulüm ve sömürüye karşı sessiz kalmayacağız.

Biz işçiler, sendikamız Petrol-İş İstanbul 2 No’lu şube ile birlikte dün Maslak istasyonunda bir basın açıklaması ile taleplerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaştık ve yönetime 3 günlük süre verdik. Direnişimiz taleplerimiz kabul edilene kadar devam edecek.

Mehmetçik Vakfı’na ait Opet İstasyonu İşçileri

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler