spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizMayıs ayı işsizlik verileri bize ne söylüyor? - Mustafa Murat Kubilay

Mayıs ayı işsizlik verileri bize ne söylüyor? – Mustafa Murat Kubilay

Dr. M. Murat Kubilay’ın twitter hesabından, Mayıs ayına ilişkin işsizlik verileri üzerine yapmış olduğu detaylı analizi sizlerle paylaşıyoruz.

1- Bugün mayıs ayına ilişkin işsizlik verileri açıklandı. Veriler bize 3 ayrı haber veriyor; biri iyi, biri kötü, diğeri şüpheli. Adettir kötü haberle başlayalım. Mevsimsellikten ayrıştırılmış işsizlik verisi tüm zamanların tarihi zirvesinde seyretmeye devam ediyor (%14).

2- Mevsimsellikten ayrıştırılmış ne demek? Türkiye’de istihdamda inşaat, turizm ve tarım sektörlerinin yüksek payından ötürü mevsimsellik had safhada. Bahar aylarında inşaat ve turizm sezonu başlayınca istihdam artıyor ve işsizlik düşüyor; ancak bu durum sonbaharda sona eriyor.

3- Bu nedenle herhangi bir yılın misal ocak ayıyla temmuz ayını karşılaştırmak için bu ayrıştırmaya bakmak şart. Peki bu veri bize tam olarak ne söylüyor? Mevsimselliğin etkisi çıkarıldığında işsizlik artışının hala devam ettiğini gösteriyor. Yani 2020’de işsizlik daha da artacak
4- Hatta krizin 2. aşamasının önümüzdeki aylarda yeni bir kur/ faiz atağıyla başlaması halinde en kötü işsizlik verilerinin 2020’de değil, 2021’de görme ihtimalimiz var. Unutmayalım; işsizlik anlık değildir, bir süreçtir. Oranı aynı bile kalsa süresi uzadıkça sonuçlar kötüleşir.
5- Ya iyi haber? Mevsim etkisinin ayrıştırılmadığı standart işsizlik oranında ciddi bir düşüş var. Yani iş gücü piyasasında şu anda iyi bir dönemdeyiz; tabi iyi dediysek kötünün iyisi. Yani bu yaz, geçtiğimiz kıştan iyiydi ve önümüzdeki yılın yazından da iyi olacak; ama o kadar.
6- Sıra geldi şüpheli kısıma. Şubat 2019’dan Mayıs 2019’a kadar olan sürede işsizlik oranı %14,7’den %12,8’e düştü. İşsizlik oranının düşmesi 2 nedene bağlıdır; ya istihdam artar ya da iş gücü azalır. İş gücü; çalışabilecek olanlar değil, çalışabilecek olup çalışmak isteyenlerdir.
7- Kimin çalışıp çalışmayacağına dair Türkiye’de kesin veriler yok. Zaten istihdamın da %34,4’ünün kayıt dışı olduğu bir ülkedeyiz. Bu amaçla TÜİK iş gücü anketleri yapar. Yani çalışmıyor olmanız yetmez, bu anketler neticesinde çalışmak istediğinize ilişkin bulgu elde edilmeli.
8- Bu üstteki yöntem gelişmiş ülkelerde de uygulanıyor. Tabi bizde kayıt dışı istihdam yüksek olduğu için güvenirliği daha düşük. Bir de TÜİK’in, YSK’da olduğu gibi kurumsal itibar kaybı yaşadığını göz önünde bulundurmak gerek. Ancak biz yine de somut verilerle ilerleyelim.
9- Aşağıda 2005 yılı dahil her yılın Mayıs ile Şubat ayları arasında iş gücündeki artış farkı var. Görüldüğü üzere bu 3 ayda düzenli olarak yüksek artış olmuş. Ta ki 2017 yılına kadar. Her nedense işsizlik oranlarının zirveye çıktığı dönemde iş gücüne katılım düştükçe düşmüş.
10- Halbuki bu dönemde hayat her geçen gün kontrol edilemeyen enflasyon neticesinde daha da pahalılaştı. Yani normalde çalışmayan veya çalışmaya lüzum görmeyen vatandaşların iş gücü piyasasına daha çok katılım göstermesi gerekirdi. Bu şüpheli durumun iktisatta bir ismi var.
11- Bu gruba iş bulma ümidi olmayanlar (discouraged workers) deniyor. İş gücü piyasası öyle zorlaşmış ki, kişiler işe ihtiyaç duysalar bile iş aramıyorlar. Çünkü kendisinden nitelikli veya torpilli kişilerin bile iş bulamadığını görüp vazgeçiyorlar.
12- Bu kişilerin bir kısmı bu şekilde kayıtlara geçerken, bir kısmı da ev kadınları olarak kaydediliyor. Enteresandır son 12 ayda emekli sayısında da büyük bir sıçrama var; artış 490 bin. Kişiler gönüllü/ zorunlu emekli olmuşlar; haliyle de iş gücü piyasasının dışına çıkmışlar.
13- Özetle, tüm bu durumlar işsizlik oranlarını düşürüyor fakat bu oranı hayattan kopuk hale getiriyor. İşte bu nedenle geniş tanımlı işsizlik verileri hesaplanıyor. Çalışmaya hazır ama iş gücünden sayılmayanlar ile zamana bağlı eksik istihdamdakiler bu orana ekleniyor.
14- Eksik istihdam, çalışan ama çalışma süresi kısa olup daha fazla saat çalışmak isteyen grubu yansıtıyor. Ümitsiz işsizler, iş aramayıp iş olsa anında çalışacak olanlar, zamana bağlı eksik istihdam ve mevsimlik çalışanlar eklenince geniş tabanlı işsizlik ortaya çıkıyor.
15- Bugün açıklanan Mayıs 2019 verisine göre geniş tabanlı işsiz sayısı 6,95 milyon. Halbuki dar oranlı işsiz sayısı yalnızca 4,15 milyon idi. Özetle; işsizlik oranı mevsimsellikten ötürü düşüyor, önümüzdeki yıl işsizlik rekor kıracak ve mevcut verilerde önemli bir şüphe var.
16- Bu tip istatistiklere ilişkin genel bilgiler için Mayıs 2018 tarihli yazıma ulaşabilirsiniz.
spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler