2013 yılı Nisan ayında Koç Üniversitesi’nde taşeron işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmesi üzerine gerçekleşen ve önemli kazanımlarla sona eren direnişin 2. yıl dönümü yaklaşıyor. Ancak üniversiteden gelen haberler, Koç Üniversitesi yönetiminin geçmiş pervasız tutumlarını sürdürmekte ısrarcı olduğu yönünde. Şuan üniversitenin tüm bileşenleri huzursuz durumda. Sorunlar farklı düzeylerde yaşansa da, hepsinin ortak paydası çok açık ki, güvencesizlik.
Koç Üniversitesi’nde çalışan öğretim üyeleri de, diğer vakıf üniversitelerindeki meslektaşları gibi, yıllardır “belirli süreli sözleşme”lerle istihdam ediliyorlar. Her ne kadar hukuken sözleşmelerin belirli olarak adlandırılmasının bir geçerliliği olmasa da, bu tür bir istihdam biçiminin kendisi uygulamada iş güvencesinden yoksun kalmanın bir zeminine dönüşüyor. Edindiğimiz bilgiye göre Koç Üniversitesi’nde şuan için 8 öğretim üyesine sözleşmelerinin gelecek öğretim yılında yenilenmeyeceği bildirildi. Ancak sorun sadece 8 öğretim üyesi ile de sınırlı değil. Çok sayıda okutman da – ki aslen hemen hepsi yıllardır öğretim üyesi olarak çalışıyor ancak okutman olarak niteleniyorlar – 1 yıldan daha az süreler içeren ve ücretlerin de düşürüldüğü sözleşmeleri imzalamaları konusunda baskıya maruz kalıyorlar.
Yine birçok vakıf üniversitesinde yaygın olduğu üzere, Koç Üniversitesi de aslında bir kayıtsız istihdam cenneti. Üniversitede asistan olarak çalışan lisans üstü öğrenciler sigortasız çalıştırılıyorlar. Bu arada taşeron üzerinden istihdam edilen temizlik ve servis işçilerinin çalışma koşullarının da gitgide ağırlaştığı gözlemleniyor. Son dönemde ciddi sayıda işçi keyfi olarak işten çıkartıldı. Bu durum hala çalışan işçiler açısından iki yönlü olumsuz bir etki yaratıyor. Bir yandan işini kaybetme korkusu hissedilirken, diğer yandan işten çıkartılan işçilerden doğan boşluğu hala çalışan işçiler doldurmak zorunda kalıyor ve bu da işçilerin iş yükünü ciddi bir biçimde artırıyor.
Lisans öğrencileri ise, üniversitedeki lisans eğitiminin kalitesinin son yıllarda düşmesinden şikayetçiler. Öğrenciler, öğretim üyeleri işten çıkarıldıkça ders sayılarının azaldığını, azalan derslerde öğrenci sayısının arttığını, derslerin kalitesinin düştüğünü, bunun yanı sıra, işlerini kaybetmemek için öğretim üyelerinin gittikçe daha fazla yayın yapmaya itildiklerini, böylece derslere yeteri kadar zaman ayıramadıklarını belirttiler. Öğrenciler ayrıca, taşeron işçilerinin iş yükünün artması ve işten çıkarılmaları nedeniyle yurtların ve fakültelerin yeterince temizlenmemesinden şikayetçiler.
Üniversitede yaygınlaşan ve her geçen gün derinleşen bu güvencesizlik tablosu karşısında üniversite bileşenleri tepkili. Sosyal medyada 26 Mart günü öğrenci, hoca ve işçilerin ortak bir forum düzenleyeceğinin duyurusu yapıldı. Koç Üniversitesi öğretim elemanlarının oluşturduğu Akademik Forum yaşanan gelişmeler karşısında 143 öğretim üyesi ve görevlisinin imza attığı ve Rektör Ümran İnan’a hitaben yazılmış bir dilekçe ile kaygılarını dile getirdi. Bu dilekçede sözleşme yenileme kriterlerinin şeffaf olmadığına dikkat çekilerek, bu konudaki politikaların oluşturulmasına katılma talebi de iletildi. Bu arada gelişmelerden kaygı duyan yabancı bir öğretim üyesinin istifasını tüm öğretim üyelerinin bulunduğu e-mail grubunda sunduğu da edindiğimiz bilgiler arasında. Söz konusu öğretim üyesi, meslektaşlarının sözleşmelerinin yenilenmemesi veya kısaltılmasının çalışanlar arasında derin bir huzursuzluk yarattığını vurgulayarak, güvencesizliğe dayalı bir personel politikasının derinleştiği böyle bir ortamda kendi geleceğini tahayyül edemediği için görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Lisansüstü programlara kayıtlı öğrenciler de, bir süre önce rektör İnan’a bir dilekçe göndererek, asistanların sigortasız çalışma, çalışma koşulları ve iş tanımlarıyla ilgili sorunlarını aktarmış ve bu konudaki taleplerini dile getirmişti.
Koç Üniversitesi’nin bileşenleri karşı karşıya kaldıkları bütün bu sorunları tartışmak amacıyla bir forum yapmaya karar verdi. Facebook’ta “kocdayanışma” sayfasından ve “koctaneleroluyor” hashtag’iyle twitter’dan duyurulan forum, 26 Mart’ta Rumeli Feneri Kampüsü’nde gerçekleşecek.
Açık ki Koç Üniversitesi yönetimi, ya 2 yıl önce karşı karşıya kaldığı deneyimin sonuçlarını unutmuş ya da üzerinde o dönemki basıncı hissetmiyor. Umut Sen Kolektifi olarak, Koç Üniversitesi’nde yaşanan süreci yakından takip ediyor ve önemsiyoruz. Çünkü Koç Üniversitesi’nde yaşananlar her yönü ile memleketteki genel güvencesiz çalışma tablosundan ayrıksı değil. Keyfi işten çıkarmalar, kayıt dışı istihdam, sözleşme dayatması şeklinde sıralanabilecek tüm bu başlıklar çalışanların ortak sorunları. Bu nedenle bu alanda gelişecek bir karşı koyuş hepimiz için önem taşımakta. Umut Sen Kolektifi olarak, 2 yıl önce işçi mücadelesi tarihine Koç Üniversitesi Direnişi gibi muazzam önemli bir deneyimle katkı sunmuş üniversite bileşeni tüm arkadaşlarımızın yanındayız, onlarla dayanışmayı büyütmek için elimizden geleni yapacağız.
