spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelKoç Üniversitesi lisansüstü öğrencileri: Sözleşmelerle verilen haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz!

Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencileri: Sözleşmelerle verilen haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz!

Ülkedeki barınma sorunu, yaşam koşullarını daha niteliksiz hale getiren yöntemlerle çözülmemeye devam ediyor. KYK yurtlarında ‘kapasite arttırma’ adı altında sunulan odalardaki yatak sayısını arttırma uygulaması yaygınlaşıyor. Sosyal hak talep eden işçileri sürgün ettiği için yaz dönemini direnişle açan Koç Üniversitesi yönetimi de niteliksiz barınma dayatmasını programına almış olacak ki, lisansüstü öğrencilerine bir mail ile tek kişilik odalarının paylaşımlı hale geleceği haberini veriyor ve öğrenciler odalarında yokken yeni yatakları odalara yerleştiriyor. Öğrencileri bursları ve kişisel eşyalarıyla tehdit eden Koç Üniversitesi yönetimine karşı Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencileri hak gasplarına ”Artık yeter!” demek için harekete geçiyor. Süreci Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencisinden dinledik.

*Koç Üniversitesi öğrencilerinden yönetime not.

Odaların tek kişilikten üç kişiliğe çıkma kararı size mail yoluyla iletildi. Sonrasında süreç nasıl gelişti, nasıl bir araya geldiniz, kısaca anlatır mısınız? 

Tek kişilik odaların paylaşımlı odalara dönüştürülmesi bize mail yolu ile iletildi. Bunun üzerine Koç Üniversitesi lisansüstü öğrencileri olarak birlikte hareket etmeye karar verdik. Bildiğiniz üzere bu, üniversitenin barınma konusunda yarattığı ilk kriz değil. 2020 yılında pandemi sürecinde, lisansüstü öğrencileri, sağlık koşulları bahane edilerek kontratlarında yazılı olan lojmanlarından çıkarılıp yurtlara yerleştirilmişti. Lisans öğrencilerinin eğitim programı olağan sürece döndüğünde ve öğrenciler kendi yurt odalarına geri dönüş yaptığında bu barınma krizinin oluşacağı çok net bir şekilde ortadaydı. Yönetime bununla ilgili uyarı lisans ve lisansüstü öğrencileri tarafından yapıldı. Lisans öğrencileri üniversitede eylemler yaptı. Üniversite yönetimi oluşan bu krizi ”çözmek” için eğitimin başlamasına 20 gün kala 3. ve 4. sınıf lisans öğrencilerine barınma sağlayamayacaklarını söyleyen bir mail attı, oluşan tepki sonucu ise barınma sağlayabileceklerini bildiren başka bir daha mail attı. Son durumda kriz için buldukları çözüm doktora öğrencilerinin söz verilen tek kişilik odalarını paylaşımlı odalara çevirmekti. 2020 yılında yaşananlardan sonra lisansüstü öğrenciler olarak bir araya gelmemiz çok daha çabuk ve organize oldu. Sözleşmelerle verilen haklarımızın geri alınmasına karşı ortak bir şekilde ses çıkarmaya karar verdik. Yıllar içerisinde yavaş yavaş haklarımızın elimizden alınmasına artık göz yummayacağız dedik.

Odaların tek kişilik olması sizin için neden bu kadar kritik, talebinizin daha iyi anlaşılması için biraz anlatır mısınız?

Doktora programı yoğun ve stresli bir süreç. Bilimsel çalışmalarımız için laboratuvarlarda deney yapıyor, makale yayınlıyoruz. Bunun üzerine biz zaten okulda her dönem asistanlık yapıyoruz. Bazılarımız öğrenci laboratuvarlarında çalışırken bazılarımız öğrencilerle soru çözümleri yapıyor. Ayrıca sınav gözetmenliği ve sınav kağıtlarını okuma görevlerimiz de var. 4 yıl süren bu süreci kendi özel alanımız olmadan, rahatça çalışabileceğimiz bir odamız olmadan geçirmemizin beklenmesi kabul edilemez. Hepimizin deney düzenleri, çalışma saatleri çok farklı. Başka bir insanla bu düzende yaşamaya çalışmak tabii ki hayat kalitemizi de çalışma kalitemizi de düşürecektir. Bütün bunların yanında bizim tek kişilik odalarda ısrar etmemizin ana sebebi ise barınma hakkımız olan ev desteğinin 2020 yılında yurt desteğine döndürülmesi ve tek kişilik oda olarak verilen sözün bize hiç sorulmadan çok kişilik odaya dönüştürülmesi, haklarımızın ihlal edilmesidir.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNDEN TEHDİT: EŞYALARI DEPOLARA TAŞIYACAĞIZ

Kendinizi odalara kilitleme eyleminden bahsediyorsunuz sosyal medya hesaplarında. Yönetimin buna tepkisi nasıl oldu?

Odalarımızdan çıkmamız için bize verdikleri son gün 10 Eylül saat 17.00 idi. Biz odalarımızdan çıkmadık. Bunun üzerine üniversite 11 Eylül gecesine kadar taşınmamızı söylediği başka bir mail attı. Taşınmayı gerçekleştirmediğimiz durumda bizi tehdit eden üniversite yönetimi, kişisel eşyalarımızı izinsiz bir şekilde depolara taşıyacaklarını ve herhangi bir kayıp veya zarardan sorumlu olmadıklarını söyledi. Biz odalarımızdan çıkmayacağız. Zorla odalarımızdan çıkarıp kişisel eşyalarımıza dokunamazlar. Koç Üniversitesi derhal işgali durdursun diyoruz.

YATAKLARI REKTÖRLÜK ÖNÜNE KOYDUK

Yaşadığınız barınma sorunu nedeniyle neden asistanlıktan istifa ettiniz? 

Üniversite ile sorunumuzu bürokratik yollardan halletmeye çalıştığımız bu süreçte gördük ki bürokrasi de seçilmesi sorunlu bir yol. Temsilcilerimizin rektör yardımcısı, öğrenci dekanı ve fakülte dekanları ile yaptığı görüşmelerden çıkan tek sonuç burslarımızda yapılacak 2000 liralık iyileştirme oldu. Biz bu iyileştirmenin üniversitenin çoktan planladığı bir karar olduğunu ve bize sus payı olarak verilmeye çalışıldığını biliyoruz. Kimseyi mağdur etmemek için böyle bir karara vardıklarını belirtmekten başka hiçbir sözleri olmayan yönetimin bizimle şeffaf bir süreç yürütmeden bu kararı uygulamaya koyduklarını gördük. Odalarımıza izinsiz bir şekilde girip ekstra yataklar koydular. Biz bu yatakları çıkarıp rektörlük önüne getirdik. Bizi dahil etmedikleri ve vardıkları bu kararı kabul etmediğimizi göstermek adına asistanlığı bıraktığımızı bildiren bir dilekçeyi teslim ettik. Üniversitenin bilimsel faaliyetlerini, eğitim kalitesini belirleyen çalışmalar yapan asistanlarını zorla odalardan çıkarmaya çalışan yönetime karşı son tavrımız budur.

İstifa ettiniz ve eylemleriniz sonucunda burslarınızla tehdit edildiniz. Bu üniversite yönetimlerinin öğrencileri yıldırmak için kullandığı ilk yöntemlerden biri. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Dilekçeyi verdikten sonra bazı dekanlar ve danışmanlar öğrencilerini birebir telefondan arayıp burslarını kesmek ile tehdit etti. Bazılarımız bu dönem yeterlilik sınavına girecek, bazılarımız doktorasını bitirme döneminde. Bunlar üzerinden tehdit edilen arkadaşlarımız da oldu. Bu tabii ki bir yıldırma politikası. Bizim birliğimizi bölmek üzerine kişileri hedef alıp ilerliyorlar. Bu çok standart bir yöntemdir. Biz bunu zaten öngörerek bu yola çıktık. Duruşumuz aynı şekilde kalacak. Haklarımızdan vazgeçmiyoruz.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler