spot_img
spot_img
Ana SayfaAmazonKapitalizmin ıslak rüyası: Patentler Amazon’un ulaşmayı umduğu geleceğe işaret ediyor - Alessandro...

Kapitalizmin ıslak rüyası: Patentler Amazon’un ulaşmayı umduğu geleceğe işaret ediyor – Alessandro Delfanti

Patentler müstakbel teknolojileri ayrıntılı bir şekilde betimleyen ve sermayenin planlarını tetkik etmek –belki da ona karşı koymak– için stratejik biçimde istifade edilebilecek, erişime ve araştırmaya tam olarak açık kamusal belgeler. Patentler aracılığıyla şirketler olası teknolojik gelecekleri kısmen temellük etmiş olabilir. Ancak biliyoruz ki gelecek henüz yazılmadı ve Amazon’un patentlerinin hatırlattığı üzere görevimiz, geleceğimizi geri almaktır. Alessandro Delfanti’nin patentler aracılığıyla Amazon’un gelecek tahayyülünü ele aldığı yazısını Umut-Sen Çeviri Kolektifi Türkçeleştirdi.

Artan robotlaşma beklentisiyle birlikte işin geleceğine dair tartışmalarda iki kutup belirgin hale geliyor: bir uçta çalışma ötesi tam otomatik bolluk ütopyası, diğer uçta ise işsizlik ve yoksullaşma distopyası.

Her iki projeksiyonun da spekülatif olduğuna şüphe yok. Geleceği bilmek mümkün olmadığı için teknoloji ve işe dair tahminler, mevcut eğilimlerin ideolojik yorumlarımızla birlikte değerlendirilmesiyle ortaya çıkıyor. Bu tür spekülasyonların oldukça haklı politik sebepleri var, çünkü onları daha iyi bir geleceği hayal etmek ve ona ulaşmaya çalışmak için kullanıyoruz. Yine de spekülasyonlar, daha somut ipuçlarının analiziyle birlikte düşünülebilir.

Patentler, işteki potansiyel geleceğe göz atmanın bir yolu. Belki de henüz ortaya çıkmamış endüstriyel yeniliklerin mülkiyet haklarını bahşeden belgeler olarak patentlerde, geleceğin teknolojilerine –gerek satılacak yeni emtiaya gerek işi ve üretimi organize edecek yeni araçlara– dair arzularını betimleyen sermaye güçlerini görürüz. Patentler yoluyla şirketler esasen kendi geleceğine sahip olur: Çünkü patentler yeni teknolojilerin tasarımını, gerekçesini içerir ve rakipleri yarış dışı bırakmak, yeniliğe belirli bir yön vermek amacıyla kullanılır. Patentler aynı zamanda müstakbel teknolojileri ayrıntılı bir şekilde betimleyen ve sermayenin planlarını tetkik etmek –belki da ona karşı koymak– için stratejik biçimde istifade edilebilecek, erişime ve araştırmaya tam olarak açık kamusal belgelerdir.

Amazoncu iş tasavvuru
Amazon örneğini ele alalım. Bu çokuluslu anonim şirket, teknolojik araştırmalara ve gelişmelere büyük yatırım yaparak her yıl yüzlerce patent başvurusunda bulunuyor. Şirket, işsizliğe yol açacak otomasyonların lokomotifi olması itibarıyla aynı zamanda bir endişe kaynağı: Çoğu insan Amazon depolarının tam otomatik olduğu, robotların siparişleri paketlediği ve insansız hava araçlarının teslimat yaptığı, bu esnada yüz binlerce insanın işsiz kaldığı bir gelecek tahayyül ediyor.

Siparişleri tesliminde insansız hava aracı [drone] kullanan uçan depo tasarımı
Günümüzde büyük sipariş karşılama merkezleri [fulfillment center] işçi yığınlarının fiziksel performansına ve tekrarlı görevlerine bel bağlamış olsa bile Amazon’nun yön verdiği teknoloji kaynaklı işsizliğe dair alarm hali büsbütün temelsiz değil. Şirket, kimi sipariş karşılama merkezlerinde depo katındaki rafları taşımak ve sabit iş istasyonundaki işçilere getirmek için robotları kullanıyor. 2019 yılında ise kutuları işçilerden çok daha hızlı paketleyen yeni makinelerin tanıtılması, geleceğin sadece makinelerden oluşan “ışıkları kapalı” deposuna işaret eden “bir otomasyon müjdesi” olarak basında yer buldu. Gerçekten de birçok patent, robotlaştırılmış raflar ve çoktan denenmeye başlanmış teslimat insansız hava araçları [drone] gibi otomatik teknolojileri tarif ediyordu.

Oysa Amazon’un sahip olduğu pek çok patent bundan farklı, insanların daha yoğun çalışması ve daha sıkı gözetim altında tutulmasının yeni makineler tarafından sağlanacağı bir geleceği betimliyor. Kapitalizmin iki yüzyıllık ıslak rüyası bu: işçileri daha iyi kontrol etmek ve işçilerin yarattıkları değeri son damlasına kadar zapt etmek için makineleri daha etkili biçimde kullanmak. Patentler, gittikçe otomatikleşen depo katındaki işçilerin süregelen varlığına dair beklenti açısından da oldukça açıklayıcı. Bir modüler envanter sistemi patentinde otomasyon tarif edilirken, “ihtiyaca göre tahsis edilen insan işgücünün aksine işler hale gelmesi masraflıdır ve zaman alır. Bu nedenle, geleneksel envanter sistemleri, pek çok […] görev için personel kullanmaya devam etmektedir,” denmektedir.  Yine de ucuz işgücü ile etkileşimde olacağı maliyetli makineler arasındaki ilişki, bir değişime neden olabilir.

Birçok patentte Amazon, işçilerin kullanmaktan ziyade hizmet ettiği otomasyon sistemleri tasarlamaktadır. İşçiler genellikle bilezik veya gözlük gibi giyilebilir aygıtlara yerleştirilmiş ve yazılımın çevreyi algılama yeteneğini geliştirmeyi amaçlayan çok sayıda dijital sensör taşımak zorundadır. Üzerine ivmeölçerler, kızılötesi sensörler, kameralar veya mikrofonlar yerleştirilmiş, veriye aç aygıtlar taktığınızı hayal edin. Bu tür aygıtlar işçinin faaliyetleriyle harekete geçebilir; sensörler işçinin eli veya başının pozisyonunu ya da baktığı açıyı yakalarken aygıt da işçi elini rafa uzatırken ya da bir şeye bakarken eşzamanlı olarak veri toplayabilir.

Artırılmış gerçeklik, işçiden daha fazla verim almak için kullanılabilir.

Depoyu işletmek için yönetimin kullandığı merkezi algoritmik sistemler, mesela insan emeğini hızlandırarak ve daha etkili hale getirerek sistemin etkinliğini artırmak amacıyla kullanılabilir.  Belirli ürünleri bulup getirmek için depoda yürürken işçilerin taktığı artırılmış gerçeklik gözlükleri [goggles] “sipariş karşılamayı kolaylaştırmaya” başlayacaktır. Gözlük, işçinin doğal görsel alanının tepesindeki oklar vasıtasıyla en kısa yolu önererek süreci hızlandırır. Örneğin ne zaman ve nerede dönüleceğini tespit eder. Diğer gözlükler [glasses] ise işçinin hangi rafa baktığını analiz eder, müsait alanların üç boyutlu modelini üretir ve eşyanın nasıl en etkili biçimde depolanacağını hesaplar.

İşçiler, robotların hareketlerini en uygun şekle getirmek için onları eğitiyor.

Bazı örneklerde; tasarlanmış veri yakalama sistemleri doğrudan robotları eğitmek için kullanılabilir. Bir patent grubunda işçiler, robotik kola belirli bir eşyayı –örneğin kahve kupasını– nasıl tutacağını öğretmektedir (ve bu, bilgisayar için alelade bir görev değildir). Robotik kol kupayı düşürmeden veya kırmadan tutmak için uygun hareket, basınç ve zamanlama protokolüne ihtiyaç duyar. Ancak kinematik ve baskı sensörleriyle donanmış özel eldiveni giyen işçi kupayı tutarsa, bilgisayar elin hareketlerini analiz edebilir ve görevi yaparken kullandığı stratejileri kaydeder. İşçinin bedenleşmiş bilgisi böylelikle yazılıma dahil edilmiş olur ve derhal herhangi bir Amazon sipariş karşılama merkezindeki robotların davranışını optimize etmek için kullanılabilir. İşçilerin algoritmik sistemler için algıladığı ve eylediği depoya yönelik bu arzuda, Karl Marx’ın makinelerin “uzantısı” haline gelen işçi fikri alımlanıp yeni doruklara götürülmüş gibi görünüyor.

Artırılmış gerçeklik teknolojisi, işçinin üzerindeki gözetim ve kontrolü artırmak için kullanılabilir. İşçiler ile amirler arasında “genişletilmiş etkileşim sistemi” için alınan bir patenti inceleyelim. Artırılmış gerçeklik başlığı takan bir amir işçilere baktığı zaman, yüz ve kıyafet tanıma özelliği sayesinde yazılım işçiyi teşhis edebilir ve amirin görsel alanına gerekli bilgileri yansıtabilir. Aygıt işçinin demografik durumu yahut diğer işçilerle ilişkileri hakkında veri temin edebilir ve işçinin konumu, gelecekteki görevleri ve verimliliğini de içeren “durum” gibi verileri kapsayan bu enformasyonu yönetim için hazır biçimde sunabilir.

Artırılmış gerçeklik gözlükleriyle amire sunulan işçi hakkındaki enformasyon

Amazon’un prototipleri ve şirketin geleceğini vitrine çıkarmak için yılda bir kez Las Vegas’ta düzenlediği gösterişli re:Mars konferansında bir Amazon yöneticisi, geleceğin depolarını “insanların ve robotların birlikte çalıştığı bir senfoni” olarak tanımladı. Ancak Amazon’un patentlerinde tahayyül edilen geleceğin işyeri, daha ziyade işçiler üzerindeki baskının teknoloji şefliğinde yönetildiği bir yere benziyor. Bütün bunlar, patentlerin dikkatle ele alınması gerektiğini gösteriyor. Hangilerinin ne zaman geliştirileceğini, hangilerinin asla geliştirilmeyeceğini veya hangilerinin sadece mahkemede kullanılacağını bilmenin bir yolu yok.

Patentler aracılığıyla şirketler olası teknolojik gelecekleri kısmen temellük etmiş olabilir. Ancak biliyoruz ki gelecek henüz yazılmadı ve Amazon’un patentlerinin hatırlattığı üzere görevimiz, geleceğimizi geri almaktır.

Çeviren: Nuray Turan
Editör: İgno
Özgün Metin:Capitalism’s Wet Dream: Amazon’s Patents Signal the Future It Hopes to Achieve

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler