spot_img
spot_img
Ana SayfaSeçtiklerimizKadro beklerken tasfiye edilen taşeron işçileri - Murat Özveri

Kadro beklerken tasfiye edilen taşeron işçileri – Murat Özveri

Taşeron işçilerinin sorunları çözeceği iddiasıyla hazırlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) taşeron işçilerinin sorunlarını çözmedi. Aksine içi boşaltılmış bir “kadro” karşılığı işçilerin bir kısmının tasfiyesi edilmesine yol açtı.

1. 696 sayılı KHK ile bir kamuda çalışan bir kısım taşeron işçilerine kadrolu işçilere tanınan hakları tanımayan kadro verildi. Kadrolu işçilere verilen hakların kadrolu taşeron işçilere verilmesi ise bir başka bahara bırakıldı.

2. Kadro için başvuran taşeron işçilerinin bir kısmı güvenlik soruşturması/arşiv araştırması gerekçesiyle kadroya alınmadılar. Üstelik bu işçiler 696 sayılı KHK hükümleri, bu KHK’ye bağlı çıkartılan tebliğe aykırı bir şekilde tasfiye edildiler.

3. Taşeron işçilerinin kadroya geçebilmeleri için 696 sayılı KHK’nin 127. maddesine göre maddede belirtilen diğer koşulların yanında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinin (A) bendinin (8) numaralı alt bendinde yazılı şartları da taşımaları gerekmektedir.

4. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-8 maddesinde ise “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” bir koşul olarak sayılmıştır.

5. Dikkate edilirse anılan madde “ve/veya” bağlaçlarını birlikte kullanarak, güvenlik soruşturması yapılmasını zorunlu olmaktan çıkartmıştır. Yasa “ve/veya” diyerek, güvenlik soruşturması veya arşiv araştırmasından birisinin yapılması veya her ikisinin birlikte yapılması konusunda idareye takdir hakkı tanımıştır.

6. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı konuya ilişkin 01.01.2018 tarihli bir tebliğ yayımlamıştır. Bu tebliğin amacını da kadroya geçişe ilişkin “Usul ve esasların belirlenmesi, uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi ve kurumlar arasında uygulama birliğinin sağlanması” olarak açıklamıştır.

7. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 01.01.2018 tarihli tebliğinin 7. maddesi,657 sayılı yasanın 48/A-8 bendinde belirtilen “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması” konusunda taktir yetkisini nasıl kullandığının ilanıdır.

8. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı güvenlik soruşturması istemeyeceğini, arşiv araştırması ile yetineceğini tebliğin 7/3 maddesinde açıkça belirtmiştir. Tebliğin 7/3 maddesine göre:

“Başvuru sahipleri hakkında 12/1/2018 tarihinde 14/2/2000 tarihli ve 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğine uygun olarak başvuru sırasında ilgili Yönetmelik ekindeki form doldurulmak suretiyle arşiv araştırması yapılmasıBakanlıklar ve merkezi Ankara’da bulunan idarelerin merkez  teşkilatları için Emniyet Genel Müdürlüğünden, diğer idareler ile taşra teşkilatları  için ise il valiliklerinden topluca istenir. Arşiv araştırması yapılacak ilgilinin ikametgah adresinin bulunduğu valilik esas alınır. İlgili mercilerden intikal eden arşiv araştırması sonucunda elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi tespit komisyonunca yapılır.”

9. madde açık ama özetleyelim: Başvuran işçi hakkında yapılan araştırmada “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği” uygulanacaktır.

10. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başvuran işçilerin kadroya alınması için anılan yönetmelikte tanımlanan araştırmalardan “Arşiv araştırması yapılmasını” yeterli görmüştür. Tebliğde güvenlik soruşturması sadece yönetmeliğin adını belirtmek için geçmiştir.

11. Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’ne göre güvenlik soruşturması ile arşiv araştırması aynı şeyler değildir. Yönetmelik her ikisini ayrı ayrı tanımlamıştır.

12. Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’ne göre:

“Güvenlik soruşturması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunup bulunmadığının, ahlaki durumunun, yabancılar ile ilgisinin ve sır saklama yeteneğinin mevcut kayıtlardan ve yerinden araştırılmak suretiyle saptanması ve değerlendirilmesini” anlamına gelir.

13. Aynı yönetmelik arşiv araştırmasını;

“Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının mevcut kayıtlardan saptanması” olarak tanımlamıştır.

14. Dolayısıyla kadroya geçilip geçirilmeyeceğinin belirlenmesinde başvurucunun kolluk kuvvetleri tarafından halen aranmıyor olması, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olmaması yeterlidir.

Tebliğ ve yönetmelik mevcut kayıtların esas alınması zorunluluğu getirmiştir. Bu kayıtlara göre başvurucu aranmıyor, hakkında herhangi bir tahdit de bulunmuyorsa başvurusu kabul edilmelidir. Yönetmelik ve tebliğe göre başvurucunun yakınlarının, akrabalarının ana-babası, kardeşlerinin durumu, siyasi görüşü, kabul edilmemesinin gerekçesi olamaz.

15. Arşiv araştırmasında hiçbir engeli olmayan onlarca işçinin başvurusunun güvenlik soruşturması/arşiv araştırması gerekçesi ile reddedilmesi, henüz daha mürekkebi kurumamış, 686 sayılı KHK ve KHK’nin işaret ettiği mevzuata aykırıdır.

16. İşin en acımasız ve etkisini ileride gösterecek olan yanı ise, kadroya alınmayan işçilerin işten ayrılış bildirisine “40- 696 KHK ile kamu işçiliğine geçilememesi sebebiyle çıkış” yazılacak olmasıdır.

Bu ibare nedeniyle kadroya alınmadığı için işsiz kalan bu işçiler çok büyük bir olasılıkla boyalı kuş gibi damgalanacaklar, fiilen iş bulamaz hale geleceklerdir.

Kadro hayali ile başı dönmüş, gerçekte kadro olarak adlandırılan statünün gerçek anlamda kadroyla ilgisinin bulunmadığını göremeyecek kadar umutlanmış taşeron işçilerinin bir kısmı, sadece “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmamış” aynı zamanda çalışma hakkından da yoksun bırakılmış, fiilen işsizliğe mahkum edilmişlerdir.

Evrensel

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler