İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 5 ay boyunca aralıklarla yaptığı işçi kıyımı ve sendikaları olan DİSK Genel-İş’in olaylara sessiz kalmasına karşı işçilerin tepkileri büyüyor. İşten çıkarılan işçilerden bir grup, geçtiğimiz hafta TBMM’de CHP Grup Toplantısı’nda milletvekilleriyle görüşmüştü. 13 Kasım Pazartesi günü Mahir Kılıç isimli işçi, açlık grevine başlayacak. Hemen ertesinde salı günü ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşecek olan işçiler, görüşmenin olumsuz olması durumunda açlık grevinde arkadaşlarına katılma kararı aldılar.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kadro talebinde bulunan işçiler, yaklaşık beş aydır belirli aralıklarla ve çeşitli bahanelerle işten çıkarıldılar. İşten çıkarılan belediye işçilerinden biri olan Mahir Kılıç ise çalıştığı birimin müdürü ile tartıştı, ancak durum çarpıtılarak hakkında müdüre ‘fiili saldırı’da bulunduğuna dair tutanak tutularak işten çıkarıldı. Birçok işçi ise ‘verimsizlik’ yahut ‘performans yetersizliği’ bahaneleleriyle şu an işsizler.
Bulunduğumuz kaos döneminin bir diktatörlüğe dönüştüğünü belirten Mahir Kılıç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun da birçok AKP yöneticisinden farklı olmadığını söyleyerek: “İşçinin, emekçinin alın terine saygısı olmayan bir insanın işçinin, emekçinin yanında olduğunu söylemek yanlış olur. Çünkü şimdiye kadar toplu sözleşmelerde işçiyi hiçbir zaman memnun etmediler. Bugün sendikal anlayış; işveren ne verirse onu almak şeklinde. Toplu sözleşme imzalama dönemlerinde, sendikamız bize hep hedef şaşırttı. Alanlarda her zaman “AKP, istifa” sloganını attık. Oysa ki, biz toplu sözleşmeyi Aziz Kocaoğlu ile yapmaktayız. Bugüne kadar sendikamız Aziz Kocaoğlu’nu rahatsız edecek hiçbir söylemde bulunmadı. Çünkü rahatsız edecek cesareti de gücü de yok. O yüzden sendikalardan herhangi bir şey beklemiyoruz.” dedi.
Uzun zamandır sendikal mücadelede işçi sınıfını patrona karşı yalnız bırakmasıyla gündeme gelen DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde üyesi olan işçiler de tepkililer. Kılıç, bugün DİSK’in ve Genel-İş’in İzmir şubelerinin CHP’nin arka bahçesine döndüğünü vurguluyor: “2010 yılından beri İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışıyorum. Şimdiye kadar davul zurnayla sonlandırılan bir tane toplu sözleşmemiz yok. Daha önce sadece bir kez toplu sözleşmenin bitmesine rağmen bunu işçiden sakladılar. İşçiler o dönem çok sıkıntılar yaşamışlardı, fazlasını da yaşayabilirlerdi. Çünkü ortada imzalanmış bir toplu sözleşme vardı ve bunu işçiden gizlemişlerdi. İki gün grev yaptık, iş yerlerimizi kapatmıştık fakat bu ortada bitmiş bir toplu sözleşme olduğu için suç teşkil ediyordu.”
Mahir Kılıç, 13 Kasım Pazartesi saat 09:00’da İzmir Büyükşehir Belediyesi binasının önünde açlık grevine başlayacak. 14 Kasım’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılacak görüşme olumsuz sonuçlanır ise diğer arkadaşları da açlık grevinde Kılıç’a katılacaklar. “Bazı kazanımların radikal eylemlerle alınacağını biliyoruz. Açlık grevi, zor bir süreç. Buradan Nuriye ve Semih’i de selamlamak gerekiyor. Şu anda kendimizden çok onları düşünüyoruz. Çünkü ortada bir realite var. Onların yaptığı birçok işçiye umut oldu. Direnişin ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini bütün işçi sınıfına gösterdiler. Biz, arkadaşlarımla insanlardan dilenmiyoruz, talep ediyoruz. Hakkımızı alacağız. Biz sadece güvenceli kadro, güvenceli iş istiyoruz. Buradaki doğru olmayan bir sendikal anlayış. İzmir’de tamamen aidata dayalı bir sendikal anlayış yapılıyor. Ne kadar çok üye yaparsam cebime o kadar çok para girer, şeklinde. Ancak işçinin yaşadığı sıkıntılar, işçinin içine düşmüş olduğu kaos sendika için önemli değil. İşçiler zaten neyin ne olduğunu görmekte. Biz de ne olursa olsun mücadelemizden geri adım atmayacağız.”
