spot_img
spot_img
Ana SayfaDev Turizm İşDev-Turizm-İş üyelerinden açıklama: Genel kurul sürecinde yalan, hırsızlık ve şişirme delegeler

Dev-Turizm-İş üyelerinden açıklama: Genel kurul sürecinde yalan, hırsızlık ve şişirme delegeler

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Dev-Turizm-İş Sendikası “DEV-TURİZM-İŞ’TE HIRSIZ VAR!” başlıklı bir açıklama yayınladı. Sendikada başlayan genel kurul sürecinde yaşanan delege seçimlerine dikkat çeken açıklamada; sendikada hüküm süren “tek adam zihniyetinin” süreci açık bir şekilde yalanla, hırsızlıkla ve şişirme delegelerle yürüttüğü belirtildi.

Daha önce birçok kez ‘tek adamcılık’, ‘sarı sendikacılık’ ile gündeme gelen Dev-Turizm-İş, bu kez kongreler sürecinde işçi haklarına yönelik yapılan gasplara karşı bir açıklamada bulundu. Sendika yönetiminin bu süreçte yaptığı girişimlerin hepsinin iç denetimi’ ortadan kaldırmayan ve ‘koltukları sağlama almaya’ yönelik olduğunun belirtildiği açıklamada, ayrıca DİSK yönetimini de sessiz kalmayıp, yapılan bu hırsızlıklara ortak olmamaya çağırdı.

İşçilerin yaptığı açıklama ise şöyle;

 

DEV-TURİZM-İŞ’TE HIRSIZ VAR!

Sendikamız Dev-Turizm-İş’te hüküm sürmeye çalışan “tek adam zihniyeti” artık olayı hırsızlığa kadar götürmüş durumda. Sendikada başlayan kongreler süreci açık bir şekilde yalanla, hırsızlıkla ve şişirme delegelerle yürümektedir. ‘Balık baştan kokar’ misali yaşadığımız bu süreç baştan anti-demokratik-meşru olmayan uygulamalarla sürmektedir. Genel başkanın ‘ben yaparım kimse karışamaz’ tavrından rahatsız olan üç genel merkez yöneticisi genel kurul bitimine kadar görevlerinden el çektirildi. Bu karara şerh koymaya çalışan bir disiplin kurulu üyesinin şerh koyması engellendi. Genel başkanın ve şürekasının anti-demokratik uygulamalarına karşı ‘demokratik genel kurul’ çağrısı yapan İstanbul Şube Yönetimi görevinden alındı. Sendikaya üyelik başvurusu yapan işçilerin ‘genel merkez kontrolünden’ geçirilip üyelik başvurusu kabul edilirken ‘tek adamın’ istemediği üyelikler engellendi ve işçilerin üye olma hakları gasp edildi. Tüm bunlar genel kurul sürecinde ‘iç denetimi’ ortadan kaldırmak için ve ‘koltukları sağlama almak’ için yapılan girişimlerdi.

DİSK’in tarihine kara bir leke olarak geçecek bu yaşananlar yetmezmiş gibi başlayan genel kurul sürecinde yaşanan açık hırsızlıklar tüm sendika üyelerini derin bir endişeye sürüklemiştir. Örneğin; Antalya’da Merkez ve Doğu Antalya olmak üzere iki şube vardır ve bu iki şubenin üye sayısı 200’ü zor bulmaktadır. Tüzüğe göre 500 üyeden fazla şubelerde delege ile seçim yapılabilecekken sadece Antalya Merkez Şube’sinde 5 Kasım Pazar günü delege seçimi yapılacağı sendika üyesi işçilerin bir kısmına haber verilmeksizin öğrenildi. 3 Kasım Cuma akşamı İstanbul’da çalışan ve yaşayan işçilere de Antalya Merkez şube delege seçimleri olduğunun haber verilmesi ise 500 üyenin nasıl bulunduğunu gösteriyor. Ayrıca Antalya’daki iki şubeden de fazla üyesi olan Ankara’da nasıl bir seçim yapılacağı hala muamma. Hatta bir genel merkez yöneticisinin ‘3 ilde seçim yapacağız; İstanbul, Antalya ve İzmir’ demesi de Ankara üyelerinin alakasız bir şubeye bağlanacağı ve bu yolla seçme ve seçilme haklarının gasp edileceği endişesini derinleştirmektedir. İstanbul Şube Yönetimi görevden alındıktan sonra ‘tek adamın’ kontrolünde atanan ‘Marmara Şube’ yönetiminin organizasyonunda süren delege seçimleri ise tam bir rezalet düzeyine gelmiştir. Sendikanın en büyük işyeri olan Kasdaş’ın 137 üyesine 16 delege düşerken toplam tüm üye sayısı 45 olan bir şehirden 20 delege çıkacağı söylenmektedir. Bu durum sendika üye sayıları ortada net bir şekilde olmasına rağmen şehirde 180’de fazla üyesi var denilerek savunulmaktadır. Bunun haricinde kendi listelerini destekleyecek işyerlerinin sayısı şişirme yöntemiyle artırılmaya çalışılmaktadır. 28 Ekim’de yapılan İzmir Şube genel kurulunda da bir sendika üyesinin doğrudan üyeyle seçim olduğu halde oy kullandırılmaması da yaşanan başka bir vahim tablodur. Kongre sürecinin henüz başındayken yaşananların bu kadarı bile durumu net bir şekilde açıklamaktadır: ortada oy HIRSIZLIĞI yapılmakta ve işçilerin iradesi gasp edilmektedir. Bu durumun sorumlusu genel başkan ve bu suça ortak olan avaneleridir. Türkiye toplumu bu tabloyu en son 16 Nisan referandumunda görmüştü. Pratikte ve güç odağı olduğunda zihniyet olarak kimlerin kimlerle yan yana geldiğini göstermesi açısından yaşadıklarımız tek kelimeyle rezaletle açıklanabilir.

Özel bir not da DİSK Yönetim Kurulu’na düşmekte fayda var. Her fırsatta tek istediğimiz demokratik bir genel kurul, bu yaşanan anti-demokratik uygulamalara ses çıkarmıyorsunuz madem bunun için sorumluluk alın denirken yaşanan sessiz kalma ve iç işlerine karışmama bahanesi işçi sınıfının en ileri örgütü olan DİSK açısından da değerlendirmeye bizi muhtaç bırakmaktadır. 50 yıllık bir tarihi olan DİSK’i hiç kimsenin bu noktaya getirme hakkı bulunmazken başta DİSK Genel Başkanı ve Genel Sekreteri olmak üzere en hafif tabiriyle yaşanan kayıtsız kalma hali işçi sınıfının DİSK’e güvenlerini ortadan kaldırmaktadır. Tüm geçmişi bir kenara bırakıp bir dakika beklemeden yaşanan bu İRADE GASPINI ve HIRSIZLIĞI başta DİSK Genel Başkanı ve Genel Sekreteri olmak üzere DİSK Yönetim Kurulu engellemezse ve bu tablonun mimarlarına gereken yaptırımlar uygulanmazsa ortada bir suç ortaklığının olduğuna dair ciddi şüpheler doğacaktır.

Son söz de tüm sendika üyesi kardeşlerimize ve kamuoyuna; demokratik tüm alanlar sendikada işçilere kapanırken ve DİSK YK ilkeleriyle ve değerleriyle soruna çözüm üretmezken bize kalan tek şey fiili-meşru mücadeledir. Bu mütevazi mücadele Dev-Turizm-İş’i DİSK ilkelerine ve değerlerine geri döndürme mücadelesi olarak tarihe not olarak düşecektir.

SENDİKA İŞÇİLERİNDİR!

Görüntünün olası içeriği: 4 kişi, oturan insanlar ve iç mekan
spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler