spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelCorona Virüsü, kapitalizmin gerçek yüzünü gösteriyor!

Corona Virüsü, kapitalizmin gerçek yüzünü gösteriyor!

Tüm dünyada can kayıplarına sebep olan ve öngörülebilirlik en büyük ihtiyacı olan kapitalizmin tahtını her yandan sallayan Corona yani Covid-19’a dair hiçbir devletlunun veya patronun görmediği birkaç gerçekten bahsetmenin vakti geldi.

Dünyada yaşayan her insanın yaşam hakkının eşit derece savunulmaya değer olduğunu söyleyen liberal hukuk ve onun maddi yaşam zemininde titreyen ayakları üzerinde yükselen normallik inşasının sıvaları tam da böyle deneyimlerle parça parça dökülüyor. Bugün “yurttaşların” yaşamını korumakla yükümlü “kadr-i mutlak” devletler bunu yaparlarsa ceplerindeki paranın ne kadar azalacağını hesaplarken korkuyla “sakin olalım” diye sayıklıyor. Belki “Corona değil, kapitalizm öldürür” demek çok demagojik olabilir ama “Corona kapitalizm yüzünden öldürür” demek açık bir hakikatin ifadesidir. Corona virüsüne yakalanan 121.000’den fazla insan var ve 4300’den fazlası hayatını kaybetti. Nasıl tarihi bir beyaz perde önünde tüm yaşam koşullarından bağımsız okuyamazsak bu ölümleri de sadece birer rakam olarak okuyamayız. İran’da devlet insanlarının daha çok bu virüse yakalanıyor olması veya Hollywood starlarının Corona-pozitif olduğunu açıklaması “acaba daha çok zenginleri mi öldürüyor?” diye neşeli bir umuda kapılmamıza sebep olsa da durumun aslı bu insanların “diğer” insanlardan daha kolay bu teste ve tüm sağlık hizmetlerine  ulaşabiliyor olmasından başka bir şey değildir. Bugüne kadar ölen insanların yüzde kaçının yaşayabilmek için emek gücünü satmak zorunda olan insanlardan olduğuna dair henüz bir istatistik yok ama ülkelerin “önlem” uygulamalarında işçilerin nasıl görmezden gelindiğine baktığımızda eminiz bu oran epey yüksek çıkacaktır.

İş cinayetlerinde hayatımızı kaybederken ve rakamlar bunun nasıl sistematik bir cinayet olduğunu gösterirken, patronlar bunların hepsini nasıl istisnai ve kişiye özgü okuma eğilimdeyse Corona virüse dair alınan önlemlerde de aynı umarsız eğilimin geçerli olduğunu görüyoruz. Corona salgınına ciddi kayıplar veren ülkelerin hiçbiri son ana kadar karantinada olmasına rağmen üretimi ve ticareti durdurmadı, bu işçiler kalabalık kapalı alanlarda birbirlerine temas ederek çalışmaya devam etti demek ve bu açıkça devletin ve sermayedarların “işçilerin sağlık ve yaşam hakkı hepimizden daha az” deme şekli. Koca koca binalar inşa ederken bir kaskı bize çok görürlerken, günümüzün yarısını sadece çalışarak geçirmemizi normal sayarlarken, pislik içinde çalışmayı bize reva görürlerken ve bizi çalışırken öldürürlerken pek tabi ki bu bilgi bizim için yeni değildir fakat bugün ayan beyan kendini ifşa etmiştir. Umut-Sen olarak bu ifşanın altını çizmeyi ve tüm işçiler adına ivedilikle uygulamaya koyulması gereken önlemleri maddelendirmeyi kendimize görev biliyoruz;

1-Gün kayıpsız ücretli izin uygulamasına geçilsin. Sağlık Bakanı’nın Türkiye’deki çalışma düzeninden ne kadar bir haber olduğu “2 hafta insanlarla temas etmeyin evinizden çıkmayın” demesinden belli. Eğer evlerimizden çıkmamamızı ve temasta bulunmamamızı istiyorsanız bizi daha güneş doğmadan yollara düşerek sıkışık otobüslere binerek havasız iş yerlerine gitmeye mecbur etmeyeceksiniz!

2-Hijyen ve koruma için gerekli aparatlar ücretsiz olarak dağıtılsın. Bugün birçok ülkede maske ve dezenfektan kamusal bir hizmet olarak ücretsiz olarak halka dağıtılmakta özellikle posta, lojistik, gemi ve depo işçileri sürekli olarak yurt dışı temaslı gönderilerle temas halinde. Başta bu iş kollarındaki iş yerleri olmak üzere tüm halk için maske ve dezenfektan sağlanmalıdır. Bu Corona krizini çok iyi yönettiğini düşünenler hijyen malzemeleri sermayedarlarının cebine girecek paranın azalmasını mı yoksa yurttaşların sağlığını mı düşündüğüne acilen karar versin!

3-Kredi ödemeleri askıya alınsın. Çalışma düzeninin aksaması İtalya’da mortgage kredilerinin askıya alınmasına sebep oldu. Türkiye’de 13 milyon insanın bankalara borcu var, çalışma düzeninde herhangi bir zorunlu aksama ya da patron iflas ettiği için işsiz kalan işçiler için krediler derhal askıya alınmalıdır!

4-Corona testi yapılan merkezlerin sayısı arttırılsın. “Sadece patronlar ve biz devlet insanları yaşasa yeter” dediğinizi biliyoruz ama bunu kabul etmiyoruz. Test merkezlerini derhal arttırın!

5-Borç yüzünden suyu ve doğalgazi kesilen hanelerin suya ve doğalgaza ulaşımını derhal sağlayın. Günde 10 kere en az 20 saniye ellerinizi yıkayın diyorsunuz peki su faturalarından haberiniz var mı? Su ve doğalgaz faturası borcunu ödeyemediği için suları kesilen hanelerin vanalarını derhal açın!

6-Evden çalışma, uzaktan ders gibi sistemlerin yaygınlaşması bu alanda çalışanların sosyal ve ekonomik haklarında bir gerilemeye sebep olmamalıdır.

7-İşçi kamplarını kapatın. Özellikle şantiye işçileri çok sağlıksız koşullarda havasız ortamlarda kalabalık olarak kalmakta, bu işçilerin sağlığını garantiye alacak önlemleri derhal alın!

Dünyanın farklı yerlerinde Corona virüsüne dair gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmayan fabrikalarda işçiler fiili grevler düzenliyor ve iş bırakma eylemleri yapıyor. Türkiye’nin tüm emekçilerine buradan sesleniyoruz; çalışma düzeni içerisinde sizin sağlığınıza riske atacak hiçbir işi yapmayın, iyileştirmeler talep edin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan işçi gerekli önlemlerin alınmasını talep edebilir

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler