spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelÇHD'nin Amasra raporu: Soruşturmanın şüphelileri delillere ulaşabiliyor

ÇHD’nin Amasra raporu: Soruşturmanın şüphelileri delillere ulaşabiliyor

Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD), Amasra Maden Katliamı’na dair gözlem raporunu açıkladı.

ÇHD, 14 Ekim’de Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’ne bağlı maden ocağında meydana gelen ve 41 işçinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin gözlem raporunu açıkladı.

Raporda, 15 Ekim günü Amasra Müssesesi’ne bağlı madendeki patlamayı inceleme için İstanbul ve Ankara’dan yola çıkan ÇHD’li avukatların 20 Ekim’de keşif işlemine katıldığı bilgisi yer alıyor. ÇHD’li avukatlar ayrıca şüpheli konumundaki kişilerin hala patlamanın gerçekleştiği maden sahasında olduğuna dikkat çekti.

Katliamın gerçekleştiği gün maden sahasına giden avukatlar, soruşturmanın şüphelisi konumundaki Müssesese müdürünün polisi yönlendirerek kendilerini sahadan çıkartmaya çalıştıklarını belirtti. ÇHD’li avukatlar bu olay üzerine, Amasra ve Bartın Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunurken, İşkur ve SGK’ya denetim talepli dilekçeler verdi.

Patlama işçilerin hatası olarak gösterilmeye çalışıldı

ÇHD’nin yayımlamış olduğu, 14 Ekim’de Amasra Taşköprü İşletme Müssesesi’ne bağlı maden ocağındaki patlamaya dair keşif işlemlerinin, resmi görüşme ve incelemelerin yer aldığı raporda dikkat çeken hususlar:

Keşif başlangıcında keşfin baştan sona kayıt altına alınması talebi iletildi. Bilirkişilerle birlikte maden içerisindeki aktif çalışma sahalarına, eski imalat alanlarına ve çalışma yöntemine ilişkin çalışan personelden bilgiler alındı.

Madende çalışan mühendislerin patlamanın sorumluluğunu maden işçilerinin hatası olarak göstermeye çalıştıklarını; bunu yaparken de patlama öncesine dair birbiri ile çelişen ve gerçekle bağdaşması mümkün olmayan bilgiler verdiklerini gözlemledik.

Haritalar üzerinde yapılan incelemenin ardından madenin dijital ortamdaki üç boyutlu modelini incelemek için harita odasının olduğu idari binaya geçildi. Dijital ortamdaki üç boyutlu haritaların incelenmesi sırasında yönetmeliğe göre zorunlu olması gereken maden havalandırma planının üç boyutlu simülasyonunun müessesede olmadığını, bu konuda VENTSİM isimli bilgisayar programının kurum tarafından satın alındığını fakat programa dair bir eğitim verilmediği için kullanılamadığı bilgisini edindik.

Üç boyutlu havalandırma modelini oluşturulurken maden içerisindeki hava değerlerine, hava kapılarına ve tali havalandırma için kullanılan vantüplere dair bilgilerin keşfin başından bu yana bilgisine başvurulan müessesede görevli mühendisten alındığını gözlemledik. Bilgilerin alındığı sırada hava değerlerine dair bilgi paylaşan mühendisin tartışma konusu bölgedeki hava akış hızının daha yüksek çıkmasını sağlamak amacıyla ilk verdiği bilgileri sürekli olarak değiştirme çabası içerisinde olduğunu gözlemledik.

Bilirkişi tarafından o anda oluşturulan üç boyutlu havalandırma modeline dair yapılan incelemenin ardından gaz izleme odasına geçildi. Gaz izleme odasında yapılan incelemelerde, işletmede çalışan mühendisler ve gaz izlemede görevli personel tarafından bilirkişilere ilk başta madene giriş-çıkışı kapatmak için yapılan mevcut barajların arkasında çalışan bir sensörün olmadığı bilgisi verildi.

Gaz izleme sistemindeki sensör verileri ile harita üzerine işaretlenen sensörler karşılaştırıldığında aynı hat üzerindeki CH4 (metan) ve CO (karbonmonoksit) sensörlerine ait kayıtların birbirleri ile tutarsız değerler gösterdiği görüldü.

Gaz izleme odasından çıkıldığı esnada gaz izleme ünitesindeki bilgisayar sisteminde inceleme yapan bir bilirkişi tarafından o esnada kırmızı ile alarm veren bir CH4 (metan) sensörünün olduğu ve anlık olarak 3.75 değerini gösterdiği fark edildi- sonrasında bu bölgenin harita üzerinde işaretlenmediği de tespit edilmiştir- Kırmızı ile alarm veren sensörün hemen altında bulunan başka bir sensörün de anlık olarak oldukça yüksek değer gösterdiği tespit edildi. Bu sırada gaz izleme sorumlusu işletme personeli fenalık geçirdi ve sağlık ekiplerinin müdahalesi için gaz izleme odasından çıkmak zorunda kalındı.

Keşif boyunca bilgisine başvurulan ve aynı işletmede çalışan bir mühendis tarafından sensörde kalibrasyon sorunu olabileceği, o bölgeden iki gün önce yapılan ölçümlerde sensörün yüzde 4 değerinde metan gösterirken seyyar ölçüm cihazı ile yapılan ölçümün yüzde 3 olduğu dile getirilmiştir. Kendisine bu karşılaştırma verisini nasıl elde ettiği sorulduğunda; bilginin kaynağının telefonuna Whatsapp uygulaması aracılığı ile gönderilen bir kroki olduğunu söylendi. Baraj arkalarından ölçüm alınamadığı iddiası karşısında kroki ve üzerindeki numune ölçüm değerlerinin delil niteliğinde olduğu ve el konulması gerektiği Soruşturma savcısı ile paylaşıldıysa da telefon hakkında bir el koyma işlemi yapılmadı.

Keşif sırasında bilgisine başvurulan mühendislerin tutarsız bilgiler vermeleri ve alınan bazı bilgilerin gerçek dışı olduğunun anlaşılması, müessese personelinin delilleri karartma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir.

13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan SOMA maden katliamından sonraki üç gün içerisinde henüz gözaltına alınmamış olan şüphelilerin maden havalandırma haritası üzerinde yaptıkları tahrifat nedeniyle ilk aşamada bilirkişiler tarafından hatalı bir ventsim simülasyonu üzerinden değerlendirme yapıldığı ve durgun hava bölgeleri ile ters hava akımı gibi kritik detayların gözden kaçırıldığı tarafımızca bilinmektedir. Soma’da yine havalandırma haritası üzerinde yapılan tahrifat ile gerçekte olmayan bir acil çıkış yolu çizilmiş, kovuşturma sırasında havalandırma defterindeki hava hızı kayıtlarının da gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır.

14 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşen ve 41 işçinin ölümü, bir çok işçinin de yaralanmasına neden olan bu katliamın sorumluları henüz tespit edilmemiş, şüpheliler hakkında herhangi bir adli işlem yapılmamıştır. Madende bulunan bilgisayarlar, sensör kayıtları vb. dijital materyallere el konulması için 16 Ekim 2022 tarihinde, yani katliamdan yaklaşık iki gün sonra, Sulh Ceza Hakimliği’nden karar talep edilmiş olması, delillerin karartılması yönündeki kaygılarımızı daha da güçlendirmektedir. Katliamın üzerinden 7 gün geçmiş olmasına rağmen şüphelilerin hâlen maden sahasındaki tüm delillere erişebilmesi soruşturmanın salahiyeti ve hakikatin açığa çıkarılması açısından son derece tehlikelidir.

Geçmiş dönemlerde takip ettiğimiz soruşturma süreçlerinde karşılaştığımız delillerin
karartılması ve tahrif edilmesi sorunlarının yaşanmaması adına; şüphelilerin bir an önce tespit edilerek gözaltına alınmaları, haklarında gerekli tedbirlerin uygulanması, müessesede görevli tüm personelin görevden el çektirilerek ocağın başka bir ekibe teslim edilmesi ve keşif sırasında alınan bilgilerin denetlenerek kontrolünün yapılması gerekmektedir.

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler