spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelÇankaya Belediyesi'ne karşı tek başına direniş: Yasin Keskin'in mücadelesi

Çankaya Belediyesi’ne karşı tek başına direniş: Yasin Keskin’in mücadelesi

Yasin Keskin, Çankaya Belediyesi önünde 37 gündür ”İşimi geri istiyorum” talebiyle direniyor. Dün, direnişin 36. gününde, CHP’li Çankaya Belediyesi bir işçiyi en haklı talebini dillendirdiği için biber gazı sıkılarak ve darp edilerek gözaltına aldırdı. CHP’nin, demokrasi masalı ile emekçileri aldatmaya çalışanların görmediği Yasin Keskin’in hak mücadelesini kendi anlatısıyla dinliyoruz…

* 04.04.2022 – Direnişin 36. günü

Yasin Keskin kimdir? Bize biraz kendinden bahseder misin?

Ben 1976’da doğdum. Memleketim Çorum. Hayatımız ticaretle geçti, askerlikten sonra ticaretle uğraştım, bir dükkanımız vardı kapattık. Ufak sermaye ile esnaflığın yürümeyeceğini anlayınca, elimizdeki güvenlik sertifikasıyla Çankaya Belediyesi’ndeki eleman alımını duyup başvurdum. Referanslarım vardı, onlar aracılığıyla Çankaya Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladım.

Belediyede kaç yıldır çalışıyorsun? Çalışma süreci ve sonrasında işten atılma süreci nasıl gelişti?

Belediyede altı yıldır çalışıyorum. Altı yılın beş yılını güvenlik görevlisi olarak geçirdim. Valilik güvenlik belgemi iptal ettikten sonra da katı atık biriminde çalışmaya başladım. 

Güvenlik kartını valiliğin iptal etmesinin nedeni neydi?

Valilik, güvenlik soruşturmasında belediyeye istihbari bilgi notu ile güvenlik görevlisi olarak çalışamayacağıma dair bir yazı gönderiyor. Böylece güvenlik kimlik kartım iptal ediliyor. Çankaya Belediyesi de benim tarafıma iletiyor yazıyı. TİS’imizin 29. maddesi, güvenlik kimlik kartının geç yenilenmesi veya başka bir gerekçeyle yenilenmemesi durumunda mağduriyetlerin yaşanmaması için başka bir birimde çalışmaya imkan veriyor. Bu mağduriyet yaşanmaması için kazanılmış hakkımızdır. Çünkü 10 yıl çalışmış bir güvenlik görevlisinin cezai işlem gerektirmeyen bir sebepten işsiz kalması gibi sorunlarla karşılaşıyorduk önceden, bu da bizim önümüzde engel oluyordu mağduriyetler yaşıyorduk. O dönemki temsilci arkadaşların girişimiyle ve Genel-İş Genel Merkezi ile yapılan görüşmelerle, bu maddenin de TİS’e yerleştirilmesi hakkı kazanıldı ve işverenle de anlaşıldı.

İşten çıkarılmanızdan sonra Genel-İş Sendikası 29. madde üzerinden belediyeye bir yazı gönderdi, onun karşılığında işverenden bir cevap alındı. Oradaki süreç nasıl işledi?

Genel-İş Sendikası’nın işverene yazdığı yazı, DİSK Genel Merkezi’ni ve Arzu Çerkezoğlu’nu aramamız ve görüşmelerimiz sonucunda harekete geçirdiğimiz Remzi Çalışkan tarafından, Çankaya Belediyesi’ne yazılan br yazı. Bunu yapması gereken aslında Genel-İş 1 No’lu şube iken şubenin tavır sergileyemememesi ve irade gösterememesine işçi arkadaşlarla tepki gösterdiğimiz için yazıldı bu yazı. Bunun karşılığında TİS’te belirtilen maddelerin işçi aleyhine yapılacak yoruma kapalı olduğunu söyleyen 5. maddenin ve 29. maddenin geçici olduğuna dair işverenden geri dönüş alındı. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bize, 5. madde TİS’teki hiçbir maddenin işçi aleyhine kullanılamayacağını söylüyor.

Çankaya Belediyesi CHP’li bir belediye. CHP güvenlik soruşturmalarını fişleme olarak nitelemiş ve buna dair de yönetmelik hazırlamıştı. Yaşanan bu süre boyunca CHP ve Çankaya Belediyesi’nden işten atılma ile ilgil bir dönüş oldu mu?

Herhangi bir dönüş ne belediyeden ne de partiden yana olmadı. Diğer işten çıkarılan arkadaşlar ile ilgili de bir açıklama gelmedi.

Siz hafta içi her gün 12:30’da Çankaya Belediyesinin önünde basın açıklaması yapıyorsunuz. Bu direniş süreci ve iradesi nasıl şekillendi? Üç çocuğunuz olduğun biliyoruz, biri üniversitede biri lisede biri de ilkokulda. Direniş kararını nasıl aldınız?

Direniş iradesi tamamen öz gücümden gelen, tüm kapılar yüzümüze kapandığı zaman almış olduğum bir karar. Yasal haklarımızın verilmemesi, varolan haklarımızın ihlal edilmesi, işveren ve üyesi olduğum Genel-İş Sendikası’nın tavırları beni bu direniş kararını almaya sevk etti. Ayrıca bu yaşanan haksızlıklar yüzünden benim bakmak ile yükümlü olduğum ailem varken yaşamımızı devam ettirmemiz için gerekli olan gelir kapımız kapandı. Bunu ben kendi gururuma yediremedim, uğradığım haksızlığa tahammül gösteremedim. Sonuna kadar da hakkımı arayacağımı herkesin bilmesini istiyorum. Haklı davamın da herkese örnek olmasını istiyorum. Bir insan haklıyken hakkını arayabilir, haklarını her yerde dile getirebilir, bunun suç olmadığını herkesin bilmesi gerekiyor.

Çevrenizin, ailenizin ve iş arkadaşlarınızın bu direniş sürecinde size karşı tutumları nasıl? Katı atıktan ve güvenlikten iş arkadaşlarınız, bazen ağabeyiniz geliyor direnişe, bir kaç sefer de eşiniz katılmıştı, onların size karşı tutumu nasıl oldu? 

İlk önce ailemden başlayayım. Varolan gelirimiz, gelecek planlarımız üzerine işimizin kaybından çok korktuk ve eşimle ne yapabileceğimizi konuştuk, tartıştık. Bu haksız işten atılma sürecinde sonuna kadar yanımda olduğunu daha öncede söylemişti. Bu konuda çok anlayışlıdır. Üniversiteye giden bir oğlum var birinci sınıfta, onun giderleri bütçemize büyük bir yük, zor durumda kalacağımızı biliyorduk ama bu haksızlığa karşı yine de sessiz kalamayacağımız kanaatine vardık. Sonra direnişin esas olması gerektiğini, yapılan haksızlık ve hukuksuzlukların her yerde teşhir edilmesi gerektiğini, insanlara duyurulması gerektiğini düşünerek bu yola çıktık. İş arkadaşlarım da bu konuda destek ve dayanışmalarını ta ilk günlerden, yanımda olduklarını bana belli ettiler zaten. Bu süreçte Genel-İş Sendikası 1 No’lu şubeye olan baskılarını sürdürdüler. Var olan TİS maddelerini ve hükümlerinin ihlal edildiği konusunda sendika yönetimine baskı uyguladılar. Ardından şube geri adım atmak zorunda kaldı. Başlarda hiç olumlu cevap vermiyorlardı. Biz de işverenin ağzıyla konuştuklarını, sendikanın sonuna kadar savunması gereken hakkımız olan madde ve hükümleri yok saymanın onların görevi olmadığını onlara söyledik. Siz işçinin yanında olacaksınız, işverenin yanında asla olmayacaksınız! Bu konuda işçilerin tepkisini geçmişte temsilcilik yapmış, muhalif arkadaşlarımızın tepkileriyle de karşılaşınca bunlar geri adım atmak zorunda kaldılar. Açıkçası bizi 30 gün boyunca oyaladılar. Hukuki süreç zaten işlerken ve benim yasal hakkım iken, bundan başka bir çarenin olmadığını, belediye başkanının geri adım atmadığını ve İstanbul’da yaşanan süreci bize bahane olarak gösterdiler. Ne kadar aciz olduklarını, oradaki belediye başkanının tutumunu biliyoruz, ama Çankaya Belediye Başkanı aynı iradeyi gösteremeyerek bir işçinin işsiz kalmasına suç işlemek pahasına göz yummuştur.

Seninle aynı durumda olan ve işten çıkarılmak için dosyaları bekleyen başka işçiler de var değil mi? Senin direnişin bu arkadaşların dosyalarının işlenmemesini sağlıyor olabilir mi?

Biz bunun farkındayız, daha direniş başlamadan önce belediye yönetimi ile olan görüşmelerimizde ”Yasin sen tek değilsin, daha 12 tane isim var, Çankaya Belediyesi’nde genel olarak başka çıkartmalar da olacak.” deniyordu. Bu isimleri tek tek söylemediler ama başka dosyaların da olduğunu belirttiler ve benim gözümü korkutmak istediler. Aslında ben de bir yerde diğer işçi arkadaşlarımın bu şekilde mağduriyet yaşamamaları için direniyorum. Bu bir gerçek. Benim şu anki direnişim bu arkadaşların işten çıkarılma sürecini de ötelemiş oluyor. Ve böyle bir şeye kalkışamıyorlar. Ben haklı davamızı kazanana kadar, işe geri alınana kadar belediyenin önünde eylem ve protestolarıma devam edeceğim.

Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?

Çankaya Belediyesi’nin başından beri suç işlediğini, başından beri yasaları ihlal ettiğini, İş Kanunu’nu yok saydığını tekrar hatırlatarak, -ki direnişimde de bunların üzerinde ağırlıklı olarak duruyorum- bundan sonraki süreçte diğer işçi arkadaşlarımın böyle mağduriyetler yaşamaması için direndiğimi söylemek istiyorum. Çankaya Belediyesi benim oradaki meşru direnişimi kırmaya çalışarak Emniyeti ”Yasadışı örgütler belediyenin önünde basın açıklaması yapacak” diye çağırmakla, bana atılan sebepsiz istinatla benim Anayasal hakkım olan masumiyet karinesi ilkesini yok saymakla suç işlemeye devam ediyor. Ve var olan haklarımı, çalışan tüm işler için geçerli olan kanunları ve TİS maddelerini yok sayarak açıkça suç işliyor, eşitlik ilkesini yok sayıyor. Bunlar benim haklılığımı kanıtlayan şeyler. Çalışma arkadaşlarımızın da aralarında bulunduğu amir ve yöneticiler olarak bana verilebilecek destekleri kırmak için sendika aracılığıyla dedikodular yaymaktan başka bir şey yapmadılar. Arkadaşlarımsa zaten neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Desteklerini başından bu güne veren, beni her gün arayan soran arkadaşlarım çok. İşçi ve emekçi arkadaşlarımın, halkın da bu konuda tepkilerini Çankaya Belediyesi’ne gerek mail gerek Twitter üzerinden ulaşarak, gerek dilekçeler yazarak göstermesini istiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği teşhir etmek için Çankaya Belediye yönetimini sıkıştırmalarını istiyorum, tüm arkadaşlarıma selamlarımı iletiyorum.

 

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler