İzmir’in Buca ilçesine bağlı Çaldıran mahallesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Buca Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projesine karşı mahalle sakinlerinin örgütlenme çalışmaları devam ediyor. 16 Aralık 2019 tarihinde belediye meclisinde alınan karar doğrultusunda yapılması planlanan proje, 458’i şahıs, 367’si tapusuz toplamda 1133 hane ve 3850 mahalleliyi kapsamakta olan 12 hektarlık bir arazi üzerinde gerçekleşecek. İzmir’in merkezi yerlerinden birinde yer alan mahalle, rant alanı yüksek bir dönüşüm projesi olarak değerlendiriliyor. Proje uygulamaya geçtiğinde, kiracıların mevcut oturdukları yerlerinden sürüleceği ifade ediliyor.
Muhatap yok
Yaz aylarının başında projeye karşı örgütlenen mahalle sakinleri bir araya gelerek Buca Çaldıran Birlik ve Dayanışma Derneği’ni kurdu. Dernek, projenin mahallede duyurulması, hukuki sürecin hazırlanması ve kamuoyu oluşturma gibi çalışmalar yürütüyor. Projenin bir dayatma şeklinde gerçekleştiğini söyleyen mahalleliler, muhtarlık ve doğrudan belediye kanallarıyla görüşmeye çalıştıklarını, ancak karşılarında bir muhatap bulamadıklarını ifade ediyor. Mahallede düzenledikleri toplantılara sorumlu belediye yöneticilerinin katılmadığını, belediye tarafından “mağdur etmeyeceğiz” söyleminin kullanılmış olmasına rağmen herhangi somut bir adımın atılmadığını ifade ediyorlar.
Geç ulaşan dilekçeler
Proje iptaline yönelik yaptıkları itiraz belgelerini toplayan mahalleliler, eksik belgelere dair belediye dilekçesine 8 Temmuz’da cevap vermeleri gerekirken, dilekçelerin ellerine Ağustos ayında ulaştığını, muhattap olunan kurumların bir oyalama süreci yürüttüklerini düşünüyor. Daha önce Kadifekale’de yaşanan dönüşüm sürecinde de benzer bir taktiğin işletilmesi yoluyla sürecin belediye lehine çevrildiğini aktarıyorlar. Buna yönelik hukuki taleplerini yapan mahalle sakinleri, bu tür hukuksuz durumlara izin vermemekte kararlı.
İptal Davası
1 Eylül’de adli tatilin sona ermesiyle birlikte mahalle sakinleri projenin iptal edilmesi ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açacak. Rantsal bir proje olarak gördükleri bu sürecin yerine mahalle sakinlerini muhattap alan, katılımcı bir planlama yoluyla hazırlanmış, insanlara insan gibi davranıldığı, yerinden dönüşüm süreci oluşturulmasını istiyorlar. Merkez düzeyinde kentsel dönüşüm süreçlerine yönelik söylemlerde siyasi partilerin adalet ve demokrasi vurgularının olduğunu, ancak yerel yönetimler sürecinde bu vurguların giderek eridiğini dile getiren mahalle sakinleri, siyasi partilerin tutarlı davranmasını, demokratik ve adil bir planlama sürecinin işletilmesini, muhattap olarak alınmayı bekliyor. Projenin iptal edilmesi için mücadele etmekte kararlı olan mahalle sakinleri, belediyenin ivedilikle bu yanlıştan dönmesini, İzmir halkının da bu davaya sahip çıkmasını bekliyor.
