spot_img
spot_img
Ana SayfaÇeviriBelarus: Otoriter rejimlerde sendikal çalışma - Yura Ravavoi

Belarus: Otoriter rejimlerde sendikal çalışma – Yura Ravavoi

Yedi yıl boyunca Belarus’ta Grodno Asot kimya sanayii tesisinde çalıştım. 2020 yılındaki başkanlık seçimlerinde seçim gözlemcisi olarak yapılan yolsuzluğa tanık oldum. Bu beni siyasi tutukluların serbest bırakılması ve özgür seçimlerin yapılması talebiyle bir grev komitesi örgütlemeye itti. Grevimiz gerici rejimi daha önce barışçıl gösterilerde tutuklanmış olan insanları serbest bırakmaya zorladı. Fakat ben istihbarat servisinin radarına girdim. Polis beni tutuklama girişiminde bulundu. Suçlama: “Şiddet kullanarak insanları greve katılmaya zorlamak” idi. İçim kan ağlayarak ülkeyi terk etmeye karar verdim.

Otoriter rejimlerde sendikal çalışma: iltica koşullarında toparlanmak

2020 Ağustos’undan beri bir Belarus göçmeni olarak Varşova’da yaşıyorum ve mülteci bir sendikacıyım.  Polonya’daki Belarus diasporası oraya entegre olmama yardımcı oldu. Polonya NSZZ Solidarność [Bağımsız Özyönetimli Sendika/Dayanışma] sendikası post-Sovyet bölgelerindeki sendikalarla ilişkilerde danışman olarak istihdam etti. Kaçak sendikacıların çalışması sayesinde Batı’daki sendikacılar, diktatörlüklerin sendikalara nasıl bir baskı uyguladığını ve mültecilerin nasıl entegre edilebileceğini daha iyi anlayabilirler. İltica koşullarında sendikal faaliyet yürütmek, aynı zamanda o ülkeden gelen sayısız kaçağa yardımcı olmak demektir.

Bu da o kadar kolay değildir. Sendikalar mülteci çalışma arkadaşlarının başarıyla entegre olabilmesi için kültürlerarası iletişim kabiliyetine ve gereken iradeye sahip olmalıdırlar. Sendikalar gittikleri ülkede kaçak sendikacıların entegrasyonunu sağlamak üzere onlarla proaktif bir ilişki kurmalıdırlar. Çünkü mülteci sendikacıların beraberinde getirdikleri bilgi hazinesinin değeri hiçbir şeyle ölçülmez. Onlar diktatörlüklere karşı direnişe ve sendikal faaliyetin otoriter rejimler altında ayakta kalmasına doğrudan katkıda bulunabilirler.

Solidarność’teki çalışmam ve Varşova’daki “Belarus dayanışma merkezi” ile işbirliği sayesinde, Belarus işçi hareketinden birçok kaçak eylemcinin tekrar ayakları üzerinde durmasına yardımcı olabildik. Birçokları benimle beraber, Belarus’ta kalmaya devam edenlerle temasları sürdürmeyi hedefleyen “Rabochy Ruch“ inisiyatifinin parçası oldular. Çünkü pes etmeye niyetimiz yok.

Önemli bir görevimiz, baskının kurbanlarına yardımcı olmak üzere diasporadakilerle birlikte bağış kampanyaları örgütlemek. Arkadaşlarımızın daha önce bulunduğu işletmelerde çalışanların şikayetlerini değerlendirme imkanına sahibiz. Böylece mali yardımların bütün katılımcıların gözleri önünde –rejimin değil- şeffaf bir şekilde kullanıldığından emin olamıyoruz. Her ne kadar sendikalar her zaman mülteci sendikacıları istihdam etme olanağına sahip olamasalar da, ülkelerinde kalmış sendikacılarla işbirliğini sürdüren eylemci grupları veya bireyleri destekleyebilirler.

Ukrayna’da savaş: “İnsan kanını basitçe silip temizleyemezsiniz”

Rus birliklerinin Ukrayna’ya saldırmasının ve Belarus’un bu savaşa katılmasından sonra en önemli görevimiz, bu savaşın bitmesine katkıda bulunmak oldu. Bu sırada Rus ordusuna lojistik zorluklar çıkartmakta koordine edici bir rol oynamayı başardık. Bir çalışma arkadaşımın, Belarus güvenlik kuvvelerin 2020 yılındaki şiddetli baskıları sırasında söylediklerini hatırlıyorum: “İnsan kanını basitçe silip temizleyemezsiniz.” İlkemiz, kan dökülmemesine izin vermemektir. Bu nedenle rejime karşı direniş önlemlerini koordine etmenin önemi büyük.

Rusya’ya ve Belarus’a uygulanan emsalsiz yaptırımlar bağlamında, bu yaptırımların iş yerinde yol açtığı sorunları vurgulamayı zorunlu görüyoruz. Çalışanlar sindiriliyor ya da iktisadi yaptırımlara rağmen her şeyin herkese yetecek kadar bulunabileceğine inandırılıyorlar. Bu sırada savaş ve diktatörlüğün baskılarıyla ilgili sorunlar arka plana düşüyor. Sendikalar baskılar nedeniyle iş yerindeki sorunlarla otoriter siyaset arasındaki  ilişkiye dikkat çekemiyorlar. Bunu yapmaları halinde tutuklanır ve uzun süreli hapis cezaları alırlar.

Bu bakımdan mülteci eylemci ve sendikacıların söz alması ve birçok işletmedeki iktisadi durumun berbatlığını, yolsuzlukları ve iş yerindeki temel işçi ve insan hakları ihlallerini vurgulaması gerekiyor. Sendikacılar olarak esas görevimiz, dayanışmamızla sadece diktatörlüğün meydan okumalarına karşı durmak değil, daha iyi bir geleceği yaratmaktır.

Otoriter rejimlere karşı direniş: Güvenli iletişim kanalları

İşletmelerdeki eylemciler için güvenli iletişim kanalları yaratmamız gerekiyor. Mülteci sendikacılar bu kanalları gayet iyi işletebilirler. Geniş bir kamuoyuyla iletim kurma olanağı yanında, internetteki kapalı grupların  güvenliğini de sağlayabilirler.

Elimizde anonim ve Belarus gizli servislerinin müdahalesinden azade kalabilen iletişim yollarının bulunmasını, Belarus programcılarının çalışmasına borçluyuz – böylece rejmi eleştirisini fısıldayarak yapmamız gerekmiyor. Bunun için, rejimin ele geçiremeyeceği moderatörlere ihtiyaç var. Gerek sendikaların moderatörlüğü gerekse güvenli iletişim yöntemlerini uygulamak, bu grupların sayısını ve güvenilirliğini artıracaktır. Moderatör olarak ancak yurtdışına kaçmış olan bu buna bağlı olarak emniyetli koşullarda bulunan kişiler söz konusu olabilir. Mülteci sendikacılar, ülkedeki insanlar arasında tartışmaları, karar alma süreçlerini ve koordinasyonun moderatörlüğüne yardımcı olabilirler.

Değişim için zamana ihtiyacımız var. Her ne kadar Belarus’taki insanlara yönelik baskılar ve Ukrayna’daki kardeşlerimize karşı savaşa utanç verici katılımımız bize çok ağır gelse de, derhal grev çağrılarında bulunamayız. Birçok bağımsız anket, ülkede değişimden yana bir çoğunluğun varolduğunu gösteriyor, Bu çoğunluk eyleme hazır olana dek beklemek gerekiyor. Bu doruk noktası gitgide yaklaşıyor, çünkü Belarus ve Rusya’ya karşı ilan edilen son yaptırımların iktisadi sonuçlarını fazla uzun süre beklemek gerekmeyecek.

Bu dünya işçilerin birleşmesinin toplumsal durumları ve siyasetin gidişatını nasıl temelden değiştirebildiğini defalarca yaşadı. Bilişim teknolojisi bu gücün örgütlenmesinde belirleyici bir rol oynayabilir. Bu teknoloji, biz mülteci sendikacılara, ülke dışından arkadaşlarının yanında durabilme olanağını veriyor.

Çeviren: Tanıl Bora


*Almanya Sendikalar Birliği’nin (DGB – Deutsche Gewerkschaftsbund) yayın organı Gegenblende’den çevrildi

Metnin orjinali için: Belarus: Gewerkschaftsarbeit unter autoritärem Regime

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler