spot_img
spot_img
Ana SayfaGüncelAli Faik'imizin geçen yıl bugün Ankara'da yaptığı konuşmanın tamamı

Ali Faik’imizin geçen yıl bugün Ankara’da yaptığı konuşmanın tamamı

Kaybedilen iki gözün, iki ayağın, kopan parmağın, solan ciğerin, çalınan koca bir ömrün hakkını isteyen Soma Uyar Madencilik işçileri 4 Temmuz 2021 tarihinde Bağımsız Maden-İş Sendikası öncülüğünde Ankara’ya doğru yola çıktı. İl sınırında polisler tarafından bekletilen ve Ankara’ya alınmayan maden işçileri 4 gün 4 gece bareti yastık, soğuk betonu yatak yapıp yattılar, kalktılar. Tazminatlarını istediler, sözler tutulsun dediler, vazgeçmediler.

8 Temmuz’u 9 Temmuz’a bağlayan gece Ankara’dan Soma’ya dönüş yolunda önderlerimiz Bağımsız Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve Ali Faik İnter’i trafik kazasında kaybettik. Haklarını aradıkları yolda, mücadele içinde yoldaşlarımızı kaybetmemizin sorumluları madencilerin haklarını gaspeden patronlar, yıllarca verdikleri sözleri tutmayan devlet yöneticileri ve sapsarı sendikalardır.

Kardeşimiz, yoldaşımız Ali Faik İnter’in verilen 15 yıllık bir mücadeleyi tüm ayrıntısıyla anlattığı Ankara’daki konuşmasını anısına saygıyla paylaşıyoruz:

“Tüm siyasilere ve kamuoyuna;

Madencilere yaptıklarınıza ‘Artık yeter!’, diyoruz. Artık madencileri oyalamayın! Artık oyalanmaya hiçbir şekilde tahammülümüz yok, diyoruz.

2015 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakan iken verilmiş olan çözüm sözü tutulmamış durumda. Biz 2015’ten bu yana Ankara’ya 16 defa geldik. 16 defa devleti temsil eden resmi makamlar tarafından söz verildi. Devlet bakanları tarafından bizim haksızlığa uğradığımız, işverenin adi bir şerefsiz olduğu bizzat ağızlarından defalarca kez söylendi. 2015 yılında bizimle, Uyar işçileriyle görüşen Mustafa Elitaş 2015’ten bu yana duruma hakimdir ve yeniden Grup Başkanvekilliği’ne getirilmesine ve elinde olmasına rağmen çözümü meclise sunmamaktadır. 2015 yılında ‘emsal teşkil eder’ bahanesi hala devam etmektedir. Dün ve ondan önceki gün de Enerji Bakanı Yardımcısı’na beyan ettiğimiz şekilde, biz ‘cahil madenciler’ olarak bunun emsal teşkil etmemesinin tedbirlerini söyledik. Kütahya Emet Eti Bor Kırka maden işletmelerinin işletilme şekli; ayın 3’ünde işveren işçilere maaşını öder, 5’inde de Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ) hak edişlerini öder. 5’inde Eti Bor hakedişlerini öder, TKİ’de işletme şekli tam tersidir. 3’ünde hak edişler işverene ödenir, 5’indeyse işverenin işçisine maaş ödemesi beklenir. Bu yanlış uygulamadan vazgeçilmesini istiyoruz. Emet’teki uygulama gayet nizami, işçi yanlısı bir uygulamadır. Soma’daki uygulama tamamen işveren yanlısı bir uygulamadır. Devlet eliyle, devlet bakanlarını temsil eden kişilerin eliyle TKİ’de işverenler korunmaktadır. İşçiler, işverenin inisiyatifine bırakılmaktadır. İşveren keyfi isterse, gönlü razı olursa maaşları ödemektedir. Biz ‘cahil madenciler’ olarak önerdik kendilerine, ‘çözüm yolu budur’, dedik. Kendileri bize defalarca bahane olarak aynı cümleyi kurdu, defalarca aynı bahaneyi söyledi: Eğer bu yasayı çıkarırsak bu emsal teşkil eder. Bütün şirketler maaşlarını işçisine ödemez ve Türkiye kaosa sürüklenir. Peki yasa o şekilde olmamasına rağmen biz yine kaostayız. Biz 15 yıldır, 20 yıldır kaostayız. Şu anki mevcut düzende de aynı kaos var. 

Bizim tazminatlarımızı ödemeniz için öncelikle işleyişi değiştirmeniz gerekiyor. Hukuktaki açıkları değiştirmeniz gerekiyor. Bu açıkları değiştirmek maden işçisinin görevi değil, resmi makamların görevidir. Görevinizi yapmıyorsunuz. Bütün bu mağduriyetlerin sorumlusu sizlersiniz. Tüm kamuoyu, Soma, Soma madencisi, Zonguldak madencisi, Ermenek’te ölen 18 madencinin ailesi bütün sorumluların siz olduğunuzu biliyor ve bunun hesabını sormak için mücadele veriyor. Bizlerin karşısına polisleri yığıyorsunuz. Polisler tarafından terörist ilan ediliyoruz. Marjinal ilan ediliyoruz. Provokatör ilan ediliyoruz. Niye ilan ediliyoruz? Sizler görevinizi yapmadığınız için, bizler buraya yürümek zorunda kalarak sesimizi duyurabileceğimiz için ve bunu ölmeden önce son çaremiz yaptığımız için. Bizler hakkımızı aradığımız için provokatör ilan ediliyoruz. Bizler maden işçisiyiz. Ne provokatörüz, ne siyasetçiyiz, ne makam sahibiyiz, ne mevkii sahibiyiz. Bizler sizlerin yarattığı hukuksal boşluk yüzünden, denetim mekanizmalarının çalışmaması yüzünden kaynaklanan bu sorunları bir an önce çözmenizi istiyoruz. Artık oyalanmaya zamanımız yok. Artık kandırılmaya tahammülümüz yok. 

Buradan koca koca konfederasyonlara sesleniyorum: Türk-İş, DİSK, Hak-İş neredesiniz? Neredesiniz? Biz yarın buradan çözüm sözü aldığımızda, buradaki 30 madenci arkadaşımızın mücadelesi sayesinde bu dosyanın çözüldüğü haberini meclisteki siyasi partilerdeki ilişkileriniz sayesinde aldığınızda yarın bir gün fotoğraf çektirmeye mi geleceksiniz? Biz çözdük diyerek reklam yapmaya mı geleceksiniz? Bizler sizin ne halt olduğunuzu biliyoruz. 50 bin, 55 bin lira maaşın hakkını verin. 

Buradan güvenlik güçlerine sesleniyoruz: Bizim karşımıza çıkmayın! Gidin Süleyman Soylu Bey’in karşısına çıkın. Gidin Mustafa Elitaş’ın karşısına çıkın. Geçen hafta geldiğimizde Mustafa Elitaş dedi ki, ‘Buyurun gelin, Sayın Süleyman Soylu sizi misafir eder’. Bu mu misafirperverliğiniz? Böyle mi görev yapıyorsunuz? Böyle mi işçinin yanında oluyorsunuz? Görev yapılıyorsa da diyorsunuz ki,’İyi niyet gösterin’. Biz buraya 16 defa gelmişiz, 16 defa iyi niyet göstermişiz, sizlerden bir iyi niyet göremedik. Bizler gösterdiğimiz iyi niyetin karşılığını almak istiyoruz. Bizler emeğimizin karşılığını almak istiyoruz.

Burada son sözüm şudur: Bizler sorumluların kim olduğunu biliyoruz. 2002 yılında kaybettiğim babamın tazminat hakkını, kan bedelini hala alamadım. Babamın işçi arkadaşlarıyla tazminat hakkımı arıyorum. Bu tazminatları ödemediğinizde, and olsun ki, madenci arkadaşlarımızla, madenci arkadaşlarımızın çocuklarıyla beraber mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz! Elbet bu hesabı soracağız sizden! Buradan asla geri dönmüyoruz! Bir adım daha geri atmıyoruz! 

Ne yaparsanız yapın, hukuk açıktır. Devletin teamülleri açıktır. Bizler resmi bir açıklama, resmi bir tarih verilene kadar, nasıl resmi makamlar tarafından Soma Kömürleri’ne dair Enerji Bakanlığı’nın sitesinden yasanın maddesi, yasanın geleceği gün verilerek bir açıklama yapıldıysa aynı açıklamayı bekliyoruz. Artık görüntülü açıklama, fotoğraf çekilip ‘görüştük, söz verdik, söz aldık’, zamanı geçmiştir. Artık icraat vaktidir. 10 yıldır, 15 yıldır verdiğiniz sözler yeter! Benim babam öleli 19 yıl oldu. 19 yıldır siz yönetiyorsunuz bu devleti. 19 yıldır sizin yönetiminizde bu devlet. Bütün işçilerin, bütün emekçilerin kendilerine yapılan haksızlığı, kendilerine yapılan zulmü sizlere duyurmak için, Türkiye Cumhuriyeti’ne duyurmak için illa ki medyana mı çıkması gerekiyor? Bu haksızlık, bu hukuksuzluk sizin denetim mekanizmalarınızın zayıflığı yüzünden meydana gelmiştir. Kanun yapıcılar bir defa da gelsinler işçinin ayağına. 

Artık bizim sözümüz bitmiştir. 

Son sözümüzü burada söyleyeceğiz. 

Son sözümüzü Mustafa Elitaş Bey’le yapacağımız görüşmede söyleyeceğiz. 

Artık yeter! Artık yeter! Artık yeter!”

7 Temmuz 2021, Ankara

 

 

Bağımsız Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu: “Tansiyonu yükselten arkadaşlarımızın ölümüne sebep olur. Eğer burada bir işçinin başına bir şey gelirse bunun sorumlusu Mustafa Elitaş’tır. Ya çözün ya çekilin!”

spot_img
İlgili İçerikler

Son Eklenenler