Madencilerin her gün yeryüzüne çıkardıkları 16 ton emeklerinin anlatıldığı şarkıdan yola çıkan Ümit Kıvanç’ın yazdığı ve yönettiği belgeseldir. 1.5 senelik bir çalışmanın sonunda ortaya çıkmış bu eserde madenciliğin tarihini insanlık tarihine paralel 9 farklı çağ altında iğneli bir dil ile anlatan yönetmen kömür madenlerinden çıktığı yolda, serbest piyasanın işleyişini de tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor.
Belgeseli anlatırken şu cümleleri kullanmış Kıvanç; “16 Ton, insanlık tarihine ironik bir yaklaşım. Bugünkü yanlış hayatımızı neleri nerelerden nasıl çıkararak inşa ettiğimizi anlatıyor. Gele gele vardığımız serbest piyasa ve özgürlük çağı yoksa bütünüyle halkla ilişkiler faaliyeti ürünü mü? Madencilerin sefaletini anlatırken gözde bir hit parçası oluveren “16 Ton”, yoksa sadece bir şarkı mı?”
Yönetmen,belgeselin tamamının ve tüm metnin yanında araştırmaları kapsamında ortaya çıkan bilgileri de ekleyerek internet sitesi üzerinden izleyiciler ile paylaşmış.
”Sömürgeci fatihlerin silahı tüfek, Sanayi Devrimi’ninki buhar makinesiydi. İnsanlık bugüne kadar karanlıkta el yordamıyla dolaşmış, zamanını boşa harcamıştı. Halbuki insanlığın bir kısmı fabrikalarda sakat edilir veya karanlıkta sürünmeye devam ederse öbür kısmı trenle gezebilir ya da buharlı gemilerle savaşabilirdi. Bol bol kömür lâzımdı.”
“İnsanlık durmaksızın ilerlediğinden, 21. yüzyılda madencilerle ilgili haberler artık katliamlar değil kazalar hakkındadır”
“İşte, “maden havzası”, madende çalışmadığınız takdirde işsiz ve aç kaldığınız yöreye verilen addır. Serbest piyasa ekonomisinde kimse “kimseyi zorlamaz, her şey kendiliğinden olur.”
Belgeselin tamamı için;
